Yeni maskeli balo hazırlığı

PKKPYD-YPG terör örgütü, 31 Mart seçimi sonrası yerel yönetimlere yönelik yeniden pozisyon almanın çabasında.

Terör örgütü; peydahladığı eş başkanlık modelini daha önce olduğu gibi her belediyede yine hayata geçirerek, eş başkanlar üzerinden örgüt ile bağın kesintisiz ve daha işlevsel tutulmasını isteyecek.

Önceki yerel seçim sonrası, terör örgütünün talimatları doğrultusunda adımlar atarak, kayyımların atanmasına yol açan iklim yeniden tazelenecek.

Van'da olduğu gibi özellikle sicili bilinen örgüt bağı diri, canlı olan isimleri aday yapıp, kayyımlar iklimini tazelemenin ilk adımı atılmıştı. Buna bağlı olarak kayyım atanmasını zorunlu kılacak iklimin yapılandırılması adına sonraki adımlar atılacak. Şimdiden ilk sinyalleri oluşmaya başlamış durumda. Diyarbakır, Mardin, Tunceli belediyeleri üzerinden bölücü ilk denemeler yapılıyor. İstiklal Marşı, bayrak, şehir isimleri üzerinden şer ikliminin oluşmasına yönelik süreç işletiliyor. Bu sürecin seyrine göre kayyımlar ikliminin oluşmasıyla provokasyonlarla gerilim yükseltilerek, kitleler eliyle sokakların kullanılması hedeflenecek. Böylece devlete meydan okuma, devleti etkisizleştirme şer hevesi için ortam doğacak.

Tüm bu şer hesapların içinde son yerel seçimde CHP ile yapılan "kent uzlaşısı" sayesinde, CHP'nin sessiz ve tepkisiz kalması da arzulanacak. Yani tezkerelere hayır oyu verilmesiyle başlayan sürecin devam etmesi hedeflenecek.

Bu noktada hatırlatmak gerekir ki; DEM'in İstanbul Büyükşehir Belediye(İBB) Başkan adayının, seçim sonrası İBB Başkanı seçilen Ekrem İmamoğlu'nun adını anarak, ona verilen oyların kendilerine ait olduğunu dair sözleri cevapsız kalmıştır. Oysa buna karşı söylenecek sözlerin başında; "Sen de adaydın. Bana rakip olmuştun ama seni değil beni tercih ettiler. Seçmenin oyuna ipotek koyamazsınız. O seçmen bundan sonrada size değil, hep bize oy vermesi için özel gayret sarf edeceğiz" ifadeleri gelirdi. Ama gelmedi. DEM'in yönetenlerini, temsilcilerini üzecek, gücendirecek bir tutum içine bugüne kadar girilmedi.

Bu tablo çerçevesinde yine hep olduğu gibi maskeli balo sahnelenerek, yine demokrasi, insan hakları maskeleri kullanılmaya başlayacak. TV ekranlarında gayri-milli mikrofonların sesi açılarak, yaygınlaştırılacak; "Avrupa Birliği(AB)", "Batı", "küresel dünya" hayalleriyle, bala batırılmış özü zehirli yaklaşımlarla iç cephe, iç bütünlük kurda kuşa yem edilmeye çalışılacak. Avrupa yerel yönetimler özerklik şartı üzerinde Türkiye'nin çekinceleri kaldırılarak, PKK terör örgütünün sözde KCK devlet yapılanmasının yerel yönetimlere dair şer hedefleri için ilk adım atılmış olacak. KCK sözleşmesinde yer alan; "öz yönetim", "demokratik özerklik" vurguları havada uçuşmaya başlayacak, böylece zehir içeriği ballarla örtülmeye çalışılacak. Bölme, parçalama için yanıp tutuşan; sömürgeci emperyalizmin, sömürü ve terör baronlarının, Evanjelist- Siyonist odakların hamleler yapmalarını kolaylaştıracak en uygun iç ortam hazırlanmış olacak.