Terör karakolu yine saldırdı

Sömürgeci, işgalci, bölücü emperyalizmin Siyonist terör karakolu İsrail, şimdi de İran'a savaş açtı. İran'ın; nokta atışlarla Genelkurmay Başkanı, Devrim Muhafızları Başkomutanı başta olmak üzere birçok üst düzey generalini ve birçok nükleer uzmanını katletti. Bu arada Isfahan şehrindeki Natanz uranyum zenginleştirme tesisi olmak üzere farklı şehirlerdeki birçok askeri, stratejik tesisleri de hedef aldı ve birçoğunu kullanılmaz hale getirdi. Başta başkent Tahran olmak üzere birçok farklı şehirleri bombardımana uğrattı.

Bu saldırı İran'a yapılmış bugüne kadar ki en büyük İsrail saldırısı. Esasen kapsamlı, çok sarsıcı bir savaş hali, savaş ilanı. Uzun zamandır hazırlığı yapıldığı anlaşılan bu büyük saldırı, İran'ın epeydir üzerinde durulan istihbarat açığını bir kez daha ortaya koydu. Filistin lideri Haniye'nin İran ziyareti sırasında şehit edilmesi üzerine İran'da son derece ciddi bir istihbarat zafiyetinin olduğu anlaşılmıştı. Aslında bu zafiyet çok daha öncesinden bugüne sürdüğünü de söylemek gerekir. Öyle anlaşılıyor ki, İsrail istihbaratı Mossad'ın İran içindeki faaliyetleri oldukça ciddi bir boyuttaymış. Bu son büyük saldırının teknik açıdan izahatının en can alıcı boyutu budur. Öte yandan İran'ın hava savunma sisteminin yokluğu ya da yetersizliği de bir başka güvenlik zafiyetidir. Bugüne kadar en üst perdeden İran'ın güvenlik vurguları ve caydırıcı olma çabalarının aslında işe yaramadığı bu defa çok daha büyük bir maliyetle anlaşılmış oldu.

Öte yandan İsrail, İran'a esasen en zayıflamış gördüğü bir dönemde saldırmış oldu. Önce Lübnan'da Hizbullah'a yaptığı saldırılarla en önemli ön cephe gücünü zayıflattı. İran'ın bölgedeki milis güçleri üzerinden zayıflıklar yaşadığı bir dönemde bu saldırıyı gerçekleştirdi.

Tabii bugüne kadar İran'a yaptığı bir çok saldırıya karşılık, İran'ın en üst düzeyde intikam açıklamalarına rağmen yeterli karşılığı verememesi de, İsrail'in en önemli kolaylığıydı.

Bu arada ABD'nin tutumu da en çok merak edilenidir. Trump'ın, İran'la sürdürülen diplomatik görüşmelerinden olumlu sonuç beklediği, hatta 16 Haziran'da altıncı görüşmenin yapılacağının duyurulduğu ve İran'a asla cephe açılmasını istemeyeceği yorumlarının sıklıkla yapılmasına rağmen bu büyük saldırının yapılması; ABD'nin Trump'a rağmen mi İsrail bu kararı vermiştir sorgulamasını öne çıkarttı. Ancak Trump saldırı sonrası; "mükemmel bir saldırı" demesinin yanı sıra ABD'ye rağmen böylesine büyük ve bölgenin dengelerini ve atmosferini değiştirecek bir saldırıyı, İsrail'in yapması mümkün değildir. Sadece bu noktada küçük ama önemli bir ayrıntı, Netanyahu-Trump zıtlaşmasının etkisinin göz ardı edilmemesidir. ABD müesses nizamı açısından İsrail ABD uzantılı, bir karakoldur. Karakolun tek başına hareket etmesi düşünülemez. Trump'ın zaman zaman ABD müesses nizamıyla ters düşmesi, bu gerçeği değiştirmez. Kaldı ki, ABD Centcom Komutanı General Michael Kurilla'nın birkaç gün önce İran'na yönelik saldırı tonunda tehdit açıklamaları, Trump'a rağmen ABD'nin gerçek niyetini ve desteğini ortaya koymuştur.