Türkiye'nin teröre karşı verdiği mücadelenin başarıyla sonuçlanması adına sürdürdüğü terörsüz Türkiye hedefini baltalamaya dayalı her türlü çaba olanca şer gayretiyle devam ediyor.

Başından beri hep söylediğimiz gibi bu sürecin en zoru aşamasındayız. Zira meselenin düğüm noktası olarak görülmesi gereken Suriye'deki PKK'nın ikircikli konumunu koruyor olmasıdır. Bu durum Türkiye'nin sürdürdüğü terörsüz Türkiye hedefini bütünüyle engellemeye dayalıdır. Yıllardır DEAŞ bahanesiyle sahada tutulan, alan hakimiyeti kurması sağlanan, her türlü ihtiyacı karşılanan PKK terör örgütünün şimdi de varlığını koruması için yine DEAŞ bahanesi sahaya sürülmüş durumdadır.

Geçtiğimiz günlerde Suriye'de Palmira şehrinde düzenlenen saldırıda ikisi asker üç ABD vatandaşı hayatını kaybetti. Pentagon saldırının DEAŞ tarafından yapıldığını açıkladı. Bunun üzerine Trump'da misillemelerinin çok ağır olacağını ifade etti. Bu durumu fırsat bilen Suriye devrimi karşıtları, Ahmet Şara'yı hedef alarak, yeni bir DEAŞ senaryosunun hazırlığına girişti. Yıllar önce ifade ettiğimiz gibi Suriye'de kurulan terörün tahterevallisi yeniden tazelenmeye çalışılıyor. O tahterevalli'nin bir ucuna DEAŞ'ın oturtulması, diğer ucunda yer alan PKK'nın faaliyetlerini meşrulaştırılması içindi.

Bugün yeniden başlatılan bu hamleyle Suriye'deki PKK'nın tasfiye edilmemesi için yeni bir uğraşsın ilk perdesi aralanmaya çalışılıyor. Kuşkusuz bu konuda en önemli şer rol, soykırımcı, siyonist İsrail'e aittir. Daha önce İran cephesini açma çabasında da aynı refleks işlemiş, Suriye'nin güneyinde bazı Dürzi gruplar üzerinden yine aynı şer hedefe yönelik hamleler yapmıştı. İstediği şer arzu; bütünlüklü bir Suriye'nin oluşmamasıdır, geleceğine sahip çıkan Suriye halkının bütünleşmemesidir ve güvenliğin, huzurun, barışın sağlandığı, toprak bütünlüğüne kavuşmuş bir Suriye oluşumunun gerçekleşmemesidir. Bunun içinde en kullanışlı aparat Suriye PKK'sıdır ve onu meşrulaştırmak adına kullanılan DEAŞ'tır. Diğer bir ifadeyle Suriye'de PKK'yı yaşatabilmek için DEAŞ'ı diriltme çabası gündemdedir.

Bu noktada hiç kuşkusuz Trump'lı ABD'nin tavrı belirleyici olacaktır. Şayet Trump Suriye politikasında Türkiye ile çelişmeyecek bir karara varırsa, İsrail'in beklentileri boşa çıkacak, Suriye Türkiye'nin de desteğiyle huzur iklimine kavuşacaktır. Aksi taktirde soykırımcı, siyonist İsrail'in istediği gibi topraklarını çalabileceği, iç bütünlüğünü zedeleyebileceği ve bir oyun sahası olarak kullanabileceği bir Suriye tablosu kalıcılaşacaktır. Buna Türkiye'nin müsaade etmesi mümkün değildir. Bunu da en iyi soykırımcı, siyonist İsrail bilmektedir.