Sömürgeci emperyalizmin, soykırımcı, işgalci, siyonist terör karakolu İsrail, katil Netanyahu eliyle, Doğu Akdeniz Jeopolitiğine hükmetmenin şer planını uygulamak için çırpınıyor. İşgal ettiği Filistin topraklarının çevresindeki; Mısır'ı,Ürdün'ü,Lübnan'ı kontrolü altında tutmayı başararak, Suriye'yi de aynı hizaya getirebilmenin güncel çabasında. Gazze'yi kendine bağlayarak, Akabe körfezine açılacak Ben Gurian kanalını inşa etmek, Batı Şeria'yı ilhak ederek, Gazze direnişinden sonra Filistin'de yeni bir direnişin olmasını doğmadan boğmak şer hedefinin ana omurgasını oluşturuyor.
Doğu Akdeniz'in yeni enerji jeopolitiğinin donanımlı, güçlü bir garnizonu, karakolu olması için başta ağababası derin ABD olmak üzere bölge dışı diğer emperyalist güçler çıkar ortaklığında buluşuyorlar.
Kıbrıs adasını da hedef alan bu plan, Yunanistan'ı da Rodos-Girit hattından Doğu Akdeniz'e çekerek, müttefiklik zeminini oluşturuyor. Bu yolla da aklınca Türkiye'yi köşeye sıkıştırmaya, Antalya körfezinden çıkamayacak duruma düşürmeye çalışıyor. Kendisi gibi emperyalizmin diğer bir garnizonu, karakolu Yunanistan'ı da; hem Adalar Denizi hem Doğu Akdeniz hem de Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) üzerinden Kıbrıs Adasında ortak adımlar atmaya dün olduğu gibi bugünde hazırlık yapıyor.
ABD Başkanı'nı da, Doğu Akdeniz'e, Irak'a, İran'a, Suriye'ye ve Türkiye'ye yönelik politikalarını değiştirmesi için sinsi sıkıştırmalarına devam ediyor. Bir yandan Mossad mahsulü Epistein dosyası üzerinden sıkıştırma sürerken , bir yandan da 2026 ara seçiminin selametini de zedeleyecek içte hamleler yapıyor. Trump'un dilinden düşürmediği ;" Deep State" yani ABD Derin Devleti de Netanyahu'nun kaygılarını paylaşıyor ve desteği kıymetli olmaya devam ediyor. Bu sıkıştırma çabası; elbette en başta Suriye'de, Suriye'nin kuzeyinde Suriye PKK'sının( siz SGK olarak okuyunuz) yeniden cesaretlendirilmesi ve tasfiyesinin engellenmesi şeklinde cereyan ediyor. Bu bağlamda , ABD'nin Ortadoğu'dan sorumlu askeri varlığının yani Merkez Kuvvetler Komutanlığının( CENTCOM) da desteğiyle, Trump'un Suriye ve Türkiye politikasının, tutumunun değiştirilmesi isteniyor. Kendisine Barış güvercini denilmesinden çok hoşlanan Trump, sinsi Netanyahu'nun bu sıralarda okşamalarına maruz kalıyor. İkinci Beyaz Saray ziyaretinde Netanyahu, bu defa çok hazırlıklıydı. İlkin de karşılaştığı Trump tutumu canını çok sıkmıştı.