İsrail Savaşından İran'ın Çıkaracağı Dersler

İsrail-İran arasında 12 gün yaşanan füze savaşından çıkartılacak çok sayıda sonuç ve dersler var. Bölge bütünlüğüne yansıyanlar olduğu gibi bölgenin her ülkesinin payına düşenler var.

Bu bağlamda ilk vurgulanması gereken ülke İran'dır. İran yönetiminin kabul etmesi gereken en çarpıcı gerçek; sömürgeci,işgalci,bölücü emperyalizm ve onun terör karakolu soykırımcı siyonist İsrail ile yapılan mücadeleden mezhep taassubuyla , bölgeye rejim ihraç çabalarıyla, bu çaba için vekil güçleri sürekli sahada tutarak başarıyla çıkmak mümkün değildir. İslam coğrafyasında Müslümanın kanının akıtılmasıyla asıl hasmın canını acıtmak asla mümkün değildir. İşgalci, soykırımcı,siyonist İsrail'in ve onun küresel efendilerinin, emperyalizmin en sevdiği durum; iç ayrışmalar, bölünmeler, çekişmeler ve çatışmalardır. Bunlardan yararlanmayı tarihsel olarak çok iyi bilir. İslam coğrafyasında bölünmeler, aslında kendi mahsülüdür. Birinci Dünya Savaşı sonunda bölgeye bıraktıkları kötü tortuyu her zaman kullanmakta mahirdirler. Sahte sınırlara dayalı itilafları, etnik-mezhepsel farklılıkları her daim çatışma ikliminde tutabilme becerisi ve bunun bekçiliğini de bölgedeki kukla rejimlere her daim yaptırabilme başarısı; bölgedeki en önemli güçleridir, en temel dayanaklarıdır, en yaşamsal çıkarlarıdır. Onlar için asıl kazanılması gereken ve kazanabildikleri savaş budur. Kendilerinin, ordularının doğrudan içinde olmadıkları savaşları bu yolla kazanmak onlar için her zaman önceliklidir ve çok kıymetlidir. Bunun içinde İslam coğrafyasının birbirine düşman olması, birbirleriyle didişmesi, çatışması , savaşması en çok istedikleri, en çok sevdikleri bir tablodur.

Sömürgeci,işgalci, bölücü emperyalizm ve onun soykırımcı karakolu siyonist İsrail karşı başarmanın, zenginlikleri korumanın, halkın çıkarlarını zedeletmemenin, İslam'ı korumanın en büyük silahı birlik olmaktır. Bu silahın etkisi, bugüne kadar keşfedilmemiş en etkili füzeden çok daha fazla güçlüdür. En büyük, en güçlü ordu, birlik olmaktır.

Bu noktada İran, Türkiye'nin her daim uzattığı eli kıymetlendirmelidir. Terörsüz Türkiye hedefi, terörsüz bölge hedefidir ve bu hedefin samimi ortağı olmalıdır. Azerbaycan'dan tehdit algılamaktan vazgeçmeli, bu noktada Türkiye'nin varlığı en önemli güvencesi olduğunu farkbetmelidir, kabul etmelidir. Buna bağlı olarak, Zengezur Koridorunun açılmasına muhalif olmamalıdır. Bölgede Türk-İslam dayanışmasından elde edeceği çıkarının çok fazla olacağını görmelidir, kabul etmelidir. Jeopolitik okumalarını değiştirmeli, yeni jeopolitik hedefini yeni iklimle uyumlandırmalıdır. Bölge jeopolitiğinde , emperyalizme ve siyonizme karşı dayanışma ve birlik ruhunun güçlü inşasının öncelikle kendi halkının ve ülkesinin çıkarına olduğu gerçeğini görmeli ve içselleştirmelidir.