Suriye PKK'sı (SDG-YPG) terörsüz Türkiye hedefine karşı pozisyon almaya devam ediyor. Şam hükümetiyle imzaladığı 10 Mart mutabakatına uymamaya direniyor. Oysa o mutabakatın çerçevesinde de olduğu gibi Suriye'nin ihtiyaç duyduğu en acil, en yaşamsal husus, tüm toplumsal ve siyasi kesimlerle iç birliğinin sağlanabilmesidir. Suriyelilik kimliğinde bulaşabilmek, Suriye'ye vatan duygusuyla dört elle sarılmaktır. Kurda kuşa, sömürgeci, işgalci emperyalizme, soykırımcı Siyonizm'e yem olmamaktır. Topraklarının, vatanının, halklarının refahına, çıkarına göre davranmaktır. Emperyalizmin, Siyonizm'in çıkarlarına karşı ülkesinin, halkının geleceğine sahip çıkmaktır.
Suriye'nin tüm unsurlarını, tüm halklarını koruyup kollayacak olan bu kararlılıktır.
Emperyalizm; yemeyecek, içmeyecek, gecesini gündüzüne katarak bütün derdi bir halkı refahla, zenginleşmeyle buluşturmayı sağlamak olacaktır. Bunu tarih yazmamıştır, yazmayacaktır. Emperyalizmi var eden sömürü düzenidir, ayrıştırmadır, bölüp, parçalayarak, büyüklükleri kolay yutulabilir hale getirmektir.
Geçtiğimiz günlerde Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, SDG-YPG'ye tam da bu gerçekleri hatırlatmış ve uyarmıştır.
Fidan; Türkiye'nin Suriye'nin refaha, huzura kavuşması için her türlü işbirliğine hazır olduğunu ortaya koyarken, "bizim görevimiz Suriye ile işbirliğidir" demiş ve ardından; "ama bölgedeki herkes bizim gibi değil. Bölgedeki bazı aktörler kaos istiyor. Bunların başında da İsrail var. Kimse kusura bakmasın, kimse enayi değil. Biz enayi değiliz. Biz bu süreçlere büyük bir iyi niyet yatırıyoruz diye sizin ortaya koyduğunuz küçük kurnazlıkları görmüyor değiliz" demiştir.
Hakan Fidan Suriye'ye yönelik şer hevesleri olanca açıklıkla ortaya koymuştur. SDG-YPG'ye de; "Sizi tekrar buradan uyarıyorum, durduğunuz yer, yer değil. Onu değiştirin artık. Suriye'yi beraber nasıl inşa edeceğinizi düşünün" uyarısını yapmıştır.
SDG-YPG'nin; "Biz 10 Mart Mutabakatı'nı bu şekilde okumuyoruz. O anlaşmada yazılan maddeler için bizi bağlamıyor, Türkiye'de yürüyen süreç de bizi ilgilendirmiyor" gibi ifadeler kullandığının altını çizerek, "Peki sizi ne ilgilendiriyor Bölgedeki Kürt kardeşlerimizi İsrail'in maşası yapmak mı sizi ilgilendiriyor Maalesef bu noktada bizim de artık tolere etmekte zorlandığımız gelişmeleri görmeye başlıyoruz" demiştir.