Gazze'de, Filistin'de, kendi vatanlarında bir halk dünyanın gözü önünde soykırıma uğruyor.
Sıfatında, adında "uluslarası" vurgusu olan ne kadar kurum, oluşum, yapı, ortam varsa hiç biri bu vahşeti durduramıyor, durdurmuyor.
Binlerce çocuk, kadın vahşice katlediliyor. Soykırımı tanımlayan metinler, bu vahşetin karşısında tanımını daha da genişletme ihtiyacı duyuyor. Eşine az rastlanır insanlık kıyımı, insanlık tarihine silinmeyecek kara bir sayfa ekliyor.
Bayram sevinci yaşamak isteyen çocukların üzerine bombalar yağmaya devam ediyor. İnsanlıktan çıkmış, hayvanlar aleminde bile yaşanmayacak vahşeti yaşatanlar, insan diye utanmadan, sıkılmadan toplum önünde boy gösteriyor.
Bu durum bir yıkımdır. İnsanlığın yıkımı, tükenişidir. Medeniyet maskelerinin paramparça olmasıdır. Yeryüzünde oynanan maskeli balonun maskelerinin düşmesidir. O maskeler ki; batının hiç eksilmeyen sömürgeci ve kendinden olmayanı ötekileştirici damarını taşıyanların maskeleridir. Onlar ki.; "Demokrasi", "insan hakları", "barış", "hukuk", "adalet" gibi maskeleri takanlardır. Yeryüzünü bu sahteliklerle, maskelerle yönetmeye, sömürü düzenlerini dayatmaya çalışanlardır. Tarihin akışını kendi sömürü düzenlerine mahkum etmeye uğraşanlardır.
Kurdukları tüm uluslararası kurumun, kuruluşun, örgütün insanlığa hiç bir hayrı kalmamıştır. Gazze soykırımı, bu gerçeği tüm çıplaklılığıyla ortaya koymuştur.
İnsanlığın onurunu koruyup kollayacak ne bir yapı, ne bir kurum, ne bir oluşum vardır.
Bize hayranlıkla; uluslararası ortam, uluslararası kurum veya kuruluş diyenler, bu gerçeği ıskalayanlardır. Küresel vicdan, küresel adalet; sahtelikleriyle, maskeleriyle küresel düzene egemen olanların yaptıklarıyla yok edilmiştir.
Böylesi bir düzende, insanlığın geleceği yoktur.
21.yüzyılda, insanlığın teknolojik en ileri çağında, insanlık onurunun tükenişi, teknolojik ilerlemeye rağmen insanlığın ilerleyememesinin açmazıdır. Bu gerçekle yüzleşmeyenler, bu gerçeğe seyirci kalanlar insanlığın tükenişinin durdurulamasının suç ortağıdır.

133