FETÖ'nün Elebaşı Sonrası

FETÖ ihanet şebekesinin elebaşı Fetullah Gülen'in (FG) ölümüyle, örgütün geleceğinin nasıl olacağı konuşulmaya başlandı. Kimine göre örgütte liderlik kavgası kızışacak ve bu durum örgütün dağılmasına yol açacak. Bu yaklaşımda, örgütün FG ile başlayıp onunla biteceğine dair ön kabul var. Oysa örgüt casusluk faaliyetlerine dayalı istihbarat örgütlenmesidir ve bunu da bağlı olduğu irade adına yapar. O irade ise; derin ABD'dir, onun siyonist ve terör karakolu İsrail'dir ve onların istihbarat örgütleri CIA ve MOSSAD'dır. Emperyalizmin uzantısı olan bu ihanet şebekesinin varlığına, devamna veya biçim ve kadro yenilenmesi yoluyla devam etmesine küresel efendileri karar verecektir.

Onlarda bu duruma hazırlıklıdırlar ve yeni şer ajandası önlerindedir. Yoksa örgütün küresel efendileri;" elebaşınız öldü, geride kalanlar da ne haliniz varsa görün, itiraflarda mı bulunursunuz, bizim için yaptığınız casusluk faaliyetlerini mi anlatırsınız ne yaparsınız yapın" diyecek halleri yoktur. Zira 170 ülkede 180 milyar dolarlık küresel finans ağı olan örgütün varlığının tamamen ortadan kaldırılması beklenmemelidir. Bu kirli finans ağının oluşumu, örgütün "himmet" düzeneğiyle açıklanamaz. Bu denli yüksek finansın asıl kaynağı emperyalizmin kasasıdır. Bu kirli para; hedefe konulan ülkelerin denetim altında tutulmasının finansmanıdır. Yeri geldiğinde iç karşılıklar, iç çatışmalar,suikastler, darbeler yoluyla istenmeyen yönetimlerin iktidardan uzaklaştırılması için kullanılmıştır, kullanılması için oluşturulmuştur.

Bu yüzden her zaman vurguladığımız gibi, örgütün küresel ağı hep diri ve canlı tutulmuştur. FETÖ ihanet şebekesinin iki şer yeteneği de diri ve canlıdır. Biri kripto yeteneği, diğeri ise fitne yeteneğidir. Konu Türkiye olunca da; PKK, DEAŞ gibi diğer terör örgütleriyle FETÖ'nün kuyruğunu birbirine bağlayan irade şer hevesinden vazgeçmiş değildir. Her seçim döneminde FETÖ ihanet şebekesi, heyecana kapılarak, şer beklentisine girmesi bunun sonucudur.