Emperyalizmin terör silahı başaramayacak

PKK terör örgütü kahpe saldırısıyla 9 yiğidimizi şehit verdik. Onlar Çanakkale şehidi, Kuva-yi Milliye şehidi, İstiklal şehididir.

Verdiğimiz mücadele milli mücadeledir. İstiklal mücadelesidir. Bu kahpe saldırının öncekiler gibi asıl faili, ABD emperyalizmi ve onun uzantısı Siyonist, soykırımcı İsrail'dir. Bu kahpe saldırının asıl faili, azmettiricisi; "vaat edilmiş topraklar" safsatasına iman eden Siyonist-evanjelist çetedir. Artık net olarak ifade edilmelidir ki, Türkiye terör örgütlerine karşı mücadele ediyor ama asıl emperyalist ülkelerle savaşıyor.

PKK terör örgütünü yöneten ABD ve İsrail'dir. ABD-İsrail; PKK terör örgütüne "destek oluyor" ifadesi gelinen noktada yetersizdir ve asıl gerçeği tam olarak ifade etmez. Asıl olan; emperyalist kirli planın parçası, maşası yapılan PKK terör örgütünün emperyalizme hizmet etmesidir. Yani PKK'nın hedefine destek olan ABD-İsrail değil, ABD-İsrail'in hedefine destek olan, kullanılan PKK'dır.

Tabii bu kirli ilişkide, PKK terör örgütünü yeniden canlandıran, eğiten, donatan, her türlü sofistike silahları veren ABD-İsrail'dir. Şimdi kirli, şer planında PKK'dan istediklerini harfiyen uygulamasını istemektedir. ABD'nin Merkez Kuvvetleri'nin (CENTCOM) PKK terör örgütüyle Suriye'nin kuzeyinde yaptığı, adına "tatbikat" dedikleri hazırlıklar, terör saldırısı provalarıdır.

Suriye'nin kuzeyine DEAŞ bahanesiyle yerleştirdiği PKK'yı koruyup, kollayan ABD, bu uğurda NATO müttefikinin SİHA'sını düşürmüştür. ABD'nin başındaki zat da Suriye'nin kuzeyindeki ABD askerinin varlığının süresinin uzatılma gerekçesini, Türkiye'nin burada ABD'ye olağandışı tehdit oluşturmasına dayandırmıştır. Okyanuslar ötesinden gelip, terör örgütleriyle bölgeyi dizayn etmeye çalışanın tehdit gördüğü Türkiye, emperyalist kirli şer planının engelleyicisi, bozucusudur.

ABD-İsrail'in Suriye'de PKK eliyle yeni bir karakol inşası çabası, Irak'ın kuzeyini de içine almıştır. Jeopolitik kuşatmayı Irak-Suriye ekseninde birbirine ortaklaştırarak sürdürmek istemektedir.

ABD-İsrail'in Irak ve Suriye'yi parçalama şer hedefi, Türkiye engeline takıldıkça, rahatsızlıkları artmaktadır. Bu rahatsızlığa; Türkiye-Irak arasında ilk adımları atılan ve adına, "Kalkınma Yolu" denilen Basra Körfezi'nden Türkiye'ye oradan da Avrupa'ya uzanacak olan 1200 km'lik yeni koridor projesinin yaratacağı yeni jeopolitiğin de rahatsızlığı eklenmiştir.

Başta ABD-İsrail çok iyi bilmektedir ki, Mehmetçiğin dış cephede bileğini hiçbir kuvvet bükemez. Sisli havalarda kahpece yaptığı saldırılarla diz çöktüremez. Asıl olan iç cephedir. İç cephede gedikler açmak, siyasi zemini kullanmak ve bu yolla iç bütünlüğü zayıflatmak en çok arzuladığıdır. Bu şer arzu eliyle toplumda sisli beyinler oluşturmak ve böylece hakikati uzak tutabilmektir.