Cumhurbaşkanı Erdoğan- Özgür Özel görüşmesine dair

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile CHP'nin yeni genel başkanı Özgür Özel'in yapacakları görüşmenin yankıları sürüyor.

Özgür Özel'in müzakereye açık tutumunu CHP çevrelerinden eleştirenler var. Başta eski genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu; "Sarayla müzakere değil, mücadele edilir" sözleriyle her zamanki kutuplaştırıcı sert üslubuyla Özel'in görüşme isteğini eleştirdi.

Kılıçdaroğlu benzer görüşmelere açık olsaydı acaba Türkiye'nin verdiği mücadeleyle çelişen kararları, siyasi tutumu farklı mı olurdu Bu sorunun cevabını aslında Kılıçdaroğlu Özel'in görüşme isteğini eleştirerek, cevaplamış oluyor.

Artık mesele Kılıçdaroğlu'nun geride kalmış yanlış siyasi tutumları ve kararları değil. Şimdi esas olan Cumhurbaşkanı Erdoğan- Özgür Özel görüşmesinde nelerin konuşulacağı ve Özgür Özel'in nasıl bir tutum içinde olacağıdır.

Yıllardır vurgularız; Türkiye'nin verdiği mücadele tam bağımsızlık mücadelesidir ve bu mücadelede dış cepheden daha önemli olanı iç cephedir. Dış cephede Mehmetçiğin bileğini kimse bükemez. Asıl iç cephenin tunç olma hali kıymetlidir.

İç cephede; Türkiye'nin bağımsızlığını zedeleyecek konulara karşı mücadele, iktidar - muhalefet çekişmesine heba edilemez. Bu mücadele, muhalefet için iktidarı yıpratmanın konusu olamaz. İşte bu yüzden bu buluşma kıymetlidir ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Özgür Özel'e söyleyeceğinin can alıcı noktası bu husus olmalıdır.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Özgür Özel'e; "Suriye, Irak Libya tezkerelerinde 'hayır' oyu vermiştiniz. Bu tutumunuzun sizlere bu konunun önemini, detaylarını yeterince izah edememiş olmamızın bilgi eksikliğine bağlı olduğunu düşünmek isterim. Yoksa anlaşılır gerekçesi olmayan bu siyasi tutumunuzun bugün değiştiğini umut ediyorum. Geçtiğimiz günlerde Irak'ta hayati önemde bir adım attık. "Kalkınma Yolu" projesini başlatıyoruz. Ekonomik olduğu kadar jeopolitik önemi de çok büyük olan bu projenin sağlıklı işleyebilmesi Suriye'de dahil tüm bölgenin terör örgütlerinden tamamen arındırılmasına bağlıdır.

Mehmetçik, Gazi Meclis'ten yine tezkerenin çıkmasını isteyecek. Bu defa hayır oyu vermeyeceğinizi umut ediyorum.

Aynı hassasiyet Libya tezkeresi içinde geçerlidir. Libya ile yaptığımız deniz yetki alanları anlaşmasının korunup kollanması ve Doğu Akdeniz'de Türkiye'yi Antalya körfezine hapsetmek isteyen emperyalistlerin şer planını bozmak için bu tezkerenin önemi de tartışmasızdır. Bu tezkere de bu yasama döneminde tekrar Gazi Meclis'e geldiğinde buna da "hayır" oyu vermeyeceğinizi umut ediyorum. Kısacası; Mavi Vatan stratejinde, iki devletli Kıbrıs tezimizde, milli teknolojiye dayalı savunma sanayii hamlelerimizde, enerjiden ekonomiye tam bağımsızlık hedefimize köstek değil destek olmanızı isteriz. Bu destek AK Parti'ye, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a değil, Türkiye'ye, Türkiye'nin bağımsızlığına verilecek destektir. Emperyalizm ve onun tüm unsurları, PKK, FETÖ maşaları sizlerin başarılarına artık sevinmesinler, sizlerin iktidar olma umudunuza artık bel bağlamasınlar. Bu beklentilerini, sevinçlerini, heveslerini kursaklarında bırakınız. Biz de iktidar olursak bu mücadeleyi daha güçlü yapmaya kararlıyız deyiniz ki, Türkiye hasımları, Türkiye'nin bağımsızlığına göz koyanların şer planları hayat bulma cesaretini gösteremesin."