CHP-DEM ilişkisinden yansıyanlar siyaset zemininin sorunlu alanını beslemeye devam ediyor. Türkiye'nin ertelenemez, göz ardı edilemez, üzeri örtülemez sorunu; sömürgeci, işgalci,siyonist, bölücü emperyalizminin maşası bir terör örgütünün siyasi uzantısının demokrasiyi kullanarak, siyasi zemini zedelemeye devam etmesidir.
Bu meselenin çözülmesi, demokrasinin, siyaset alanının güvenliği için hayati değerdedir. PKK terör örgütünün bölücü ve yıkıcı dilini propaganda haline getirenler, terör örgütünün iradesinden çıkamayanlar, her seçim döneminde terör örgütünün elebaşlarının belirlediği stratejiyi harfiyen uygulayanlar, aday listelerini terör örgütünün elebaşlarından alanlar gerçek bir siyasi parti kimliği taşıyamazlar.
Nitekim HDPDEM ve öncekiler, bugüne değin bir kez dahi terör örgütünü ve terörünü, şiddetini kınayarak, terör örgütünün dilini, söylemlerini kullanan mensupları hakkında parti içi disiplin mekanizması işletmemiştir. İşletmesi de mümkün değildir.
Cumhur ittifakı tarafından onlara uzatılan el ve yapılan çağrı, uyarı terör örgütünün teslim olması içindir. Bu çağrı, bu uyarı son çağrıdır, son uyarıdır. Aslında muhatap alınan sadece Türkiye'nin değil tüm bölgenin Kürt nüfusudur. Onlara sömürgeci, bölücü, siyonist, emperyalizmin tuzağına düşülmemesi uyarısıdır.
Cumhur ittifakının bu çabasına CHP'nin de katkı sağlaması sonderece önemlidir. Nasıl mı Sıralayalım;
-DEM ile olan yakınlığını gözden geçirerek. -DEM ile İlişkisinin seyrini, içeriğini farklılaştırarak.
-Sadece seçim odaklı davranıp, bir kaç vekil veya belediye baişkanı daha fazla kazabilmek için DEM'in yaptıklarına gözlerini kapamayarak.
-Tıpkı MHP Genel Başkanı Dr. Devlet Bahçeli gibi terör örgütünün anatomisinden kopmalarını ısrarla isteyerek.
-Ancak bunu başarır, yerine getirirseler o zaman hertürlü siyasi ilişkiyi kurabileceklerini açıkça ortaya koyararak.
-Mehmetçiğin sınır ötesi harekatlar için Gazi Meclisten istediği yetki tezkerelerine PKKDEM'in isteği doğrultusunda "hayır" oyu vermeyerek.

105