Bir insanın yahut bir toplumun alabileceği en aşağı ve yüz kızartıcı sıfatlardan biri olsa gerek; çocuk katili olmak. En vahşi hayvanların dahi bazen avladığı hayvanların yavrularına merhametle muamele ettiğini belgesellerde çokça görmüşsünüzdür. Bugün ne acıdır ki siyonist zalimlerin hayvanları dahi ürperten vahşetleriyle henüz ağzı süt kokan çocukları katletmesine, bir toplumu soykırımdan geçirmesine üzülerek şahitlik ediyoruz. Bu suskunluğumuzun hesabı elbet bizden sorulacak.
İsrail tarafından 2023 yılı Ekim ayında Gazze'de başlatılan soykırımda şimdiye kadar 62.000 insanın katledildiği ve bunların yaklaşık 19.000 kişisinin çocuklardan oluştuğu tahmin edilmektedir. Evet modern dünyanın şahitliği altında katledilen 19 bin çocuk. Sokakta oyun oynarken, yiyecek ararken, bisiklet sürerken, uyurken öldürülen; başlarından ve göğüslerinden vurularak katledilen masum çocuklar.
İnsanlık tarihi boyunca hiçbir savaşın sebebi olmamış; tüm savaşların en büyük mağduru olmuş çocuklar. İnsana ve insanın merhametine emanet edilmişken unutulmuş, solmuş, kuruyup gitmiş çiçekler. Allah'ın bile belli bir zamana kadar mesuliyet yüklemediği; rahmetin ve bereketin kaynağı olduğuna inandığımız masum yavrular.
Üzerinde bin bir gecenin emeğini, umudunu, masalını, uykusuzluğunu taşıyan; tüm canlı yavruları içerisinde bakımı en zor olan insan yavrusu. Heyhat ki Gazze'nin öksüz ve yetim çocukları insanlık tarihinin en vahşi devrine ve en acımasız katillerine denk geldiler. Binlerce yıllık insanlık tarihinde daha önce emsali görülmemiş sistematik bir soykırıma maruz kaldılar.
Bu vahşet tablosunun birincil sorumlusu hiç şüphe yok ki Gazze dışındaki tüm Müslümanlar. Gazze'ye komşu olan ülkelerde bile bu acımasız soykırıma karşı henüz bir isyan, bir haykırış, bir başkaldırış, bir direniş yok. Başlayacak gibi de görünmüyor. Müslümanların bu acınacak halini gören katil sürüsü her geçen gün soykırımını ve işgalini biraz daha büyütüyor. Katledilen çocuklar sayılardan ibaret kalıyor.
Gazze'de on yıllardır sürdürülen sistematik soykırımın diğer sorumluları da başta Amerika olmak üzere batılı devletlerin yöneticileri. Terör devletine silah, himaye ve diğer başka türden destek sağlayan devlet görevlileri ve özel kuruluşların yöneticileri. Evrensel insan hakları palavracıları.
Çocuk hakları sözleşmesi, insan hakları evrensel bildirgesi, Avrupa insan hakları sözleşmesi, bütün bunlar gördük ve anladık ki birer aldatmacadan ibaret. Masum çocukları dahi zalimin zulmüne karşı koruyamayan palavra metinler. Çünkü insanlığın karşısında sözden, göz yaşından, masumiyetten anlamayan vahşi bir toplum var.