Renksizlikten politik şarkıcılığa geçiş

Kimden bahsettiğimi hemen anlamışsınızdır. "Kıl oldum Abi" isimli şarkısıyla 1990'lı yıllarda ilk ortaya çıkan, özel olarak tembihlenmiş gibi şarkı söylemek dışında sesi duyulmayan, ülke göçse dünya yıkılsa tepki vermeyen, olan biteni "Kuzu Kuzu" izleyen Tarkan son "politik" şarkıyla birden Türkiye'nin gündemine oturdu. "Ben Covid sürecini kastederek yazdım." türü açıklamalar yapmaya çalışsa da Türkiye'nin politik tartışmasının göbeğine düştü. İktidar muhalifi kesim, kendileri açısından "çıkış" yolunu bulmuşçasına şarkıya sarıldı. Bir anda Tarkan bunların en gözde şarkıcısı hâline geldi. Bugüne kadar "Pop da neymiş, geçin bunları. Boş işler bunlar. "Devrimci"nin popla ve popçuyla işi olmaz. "Özgün Müzik bizim işimiz" diyenler bir anda Tarkan'a "devrimci" muamelesi yapmaya başladılar. Parkaları, botları ve "siyasi ayin"lerinde ihtiyaç duydukları bilgileri, edindikleri marjinal matbuatı etrafa fırlatıp Tarkan'ın peşine takıldılar. Popu ve popçuyu keşfettiler Hani sanatçı tarafsız olurdu Şunu baştan belirteyim; her insan gibi popçu da, şarkıcı da, sanatçı da nasıl tanımlanırsa tanımlansın elbette siyasi bir tavır alabilir. Duruş sahibi olabilir. Yaşadığı ülke ve dünyadaki gelişmelerle ilgili düşüncesini ortaya koyabilir, onlar hakkında söz söyleyebilir. Hiç sorun yok Sorun şurada: Bugüne kadar "Sanatçı tarafsız olur. Politik tarafı olmaz. İşiyle uğraşır. Politik tartışmaların içinde yer almaz. Yalaka olmaz. Siyasetten ve siyasetçiden uzak olur." diyenlerin bir anda inşa ettikleri "putlar"ı yiyip politik tavır takınanları alkışlamasında ve peşine takılmasındadır. Bugün politik tavrını bir şarkıyla tamamen görünür hâle getiren Tarkan'a sarılanlar, daha düne kadar ülkenin seçilmiş meşru yöneticisinin davetine icabet ederek millî bayramlarda düzenlenen törenlere katılanlara tavır koyuyorlardı. Törende bulunan sanatçılara yönelik ağza alınmayacak sözler söylüyorlardı. Farkındaysanız bir parti toplantısına katılan sanatçıdan bahsetmiyorum bile. Millî bayramlarda düzenlenen törenlerden bahsediyorum. Bunların tavır ve duruşlarının net görülmesi için daha çarpıcı bir örnek verelim. Hatırlarsınız, çünkü aradan fazla zaman geçmedi. Zeytin Dalı Operasyonuna katılan Mehmetçiklere manevi destek için bir grup sanatçı Hatay'a gitti. Bugün popçu Tarkan'ın "politik şarkı"sıyla siyasi yön bulmaya çalışanlar o gün politik tavırlarından dolayı değil, ülke ve millet hassasiyetiyle ortaya çıkanları linç etmeye kalkıştılar. Gök kubbe altında onlara karşı söylemedik söz, alınmadık tavır kalmadı. Sanatçının ülke ve millet hassasiyetinin dahi olamayacağı kesif bir "mahalle baskısı"yla hissettirildi. Bu inşa edilmiş tavrı her fırsatta kullandılar. Siz bugüne kadar "börtü böcek" diye ortalığı ayağa kaldıranların yaklaşık kırk yıldır PKK ve yoldaşlarının terör faaliyetleri konusunda tavır aldıklarını ve iki çift söz söylediklerini gördünüz mü Bunların duruşu olmaz Bırakın bunların tarafsızlıktan, duruştan, etikten bahsetmelerini. Bunların duruşu olmaz. Bunları