Rejim ihracından rejime korumaya: İran

Zaman zaman iç ve dış politik gelişmelerden dolayı gündem olan İran, son bir haftadır içeride rejime yönelik artarak devam eden gösterilerle yine dünyanın dikkatlerini üzerine çekti. "Hicap kurallarına uymadığı" gerekçesiyle ahlak polisi tarafından gözaltına alınan Mahsa Amini'nin ölümü üzerine kadınların katılımıyla başlayan gösteriler İran'da ölümlerin yaşandığı kitlesel gösterilere dönüştü. Kadınların öncülük ettiği rejim karşıtı gösterilere başta Devrim Muhafızları Ordusuna bağlı olan Besic Milisleri olmak üzere güvenlik birimleri gösterileri; silahların da kullanıldığı sert yöntemlerle bastırmaya çalışıyor. 2009'da yaşanan ve kanlı bir şekilde bastırılan Yeşil Hareket'ten beri İran'daki rejim her toplumsal hareketi, kendisine doğrudan tehdit olarak görüyor. Hele eleştiri ve gösteriler gençler ve kadınlardan geliyorsa, rejimin kaygıları daha da artıyor ve devreye şiddet giriyor. Rejimi kaybetme korkusu arttıkça!.. Başlangıçta İran Devrimi şeklinde başlayıp ve gelişen daha sonra Humeyni öncülüğündeki grubun elinde "İslam Devrimi" adını alan 1979 tarihli devrimle birlikte İran iç ve dış politikada radikal değişimler yaşadı. Devrimin ilk yıllarında rejim ihracı politikasıyla yakın çevrede rejim için bir güvenlik kuşağı politikası takip eden İran aradan geçen zamanda istediğini yapamadı. Rejimi ihraç edemediler ama rejimin yıkıcıbozucu aparatları yakın çevresine yaydılar. Lübnan'da Hizbullah, Yemen'de Ensarullah, Suriye'de Şii milisler ve Irak'ta İran güdümünde olan Haşdi Şabi gibi unsurlarla İran yakın bölgesinde etkisini artırma yoluna gitti. İşin ilginç yanı İran'daki yeni rejim dışarıya rejim ihracı yapmaya çalışırken zamanla rejim içeride tehlikeye girdi. İlk yıllardan itibaren ülkede gelecek göremeyen kesimler İran'dan ayrılmayı tercih ettiler. Aradan geçen zamanda sadece rejime karşı olanlar değil, yeni rejime destek veren ve devrimin bir parçası olanlardan da ciddi bir kesim rejimi eleştirmeye başladı. Bugün "Muhalifler" diye adlandırılan grup bunlardan oluşmaktadır. Hatemi ve Ruhani gibi reformcu kanattan cumhurbaşkanı seçilse de halkın reform yanlısı talepleri, rejimin yapısını yani Dinî Liderin ve kontrolünde olduğu devlet organlarını aşamadı. Halktan gelen reform talebi arttıkça ve rejimin katı uygulamalarına yönelik eleştiriler yükseldikçe rejimi elinde tutanlar rejimi kaybetme korkusu yaşamaya başladılar. Bu korku arttıkça halka yönelik baskı da arttı. Baskı arttıkça başta gençler ve kadınlar olmak üzere halkın önemli bir kesimi rejimden uzaklaştı. Tam bir kısır döngü yaşandığını söyleyebiliriz. Aradan geçen kırk yılı aşkın sürede rejim hem içeride hem de dışarıda iyi bir örneklik sunamadı. İran modeli dendiğinde artık içeride bile tepki oluşuyor ve bu tepki giderek artıyor. DışarıdaIrak'ta İran'a karşı Şii gruplardan gelen