ABD, Şam ile normalleşmeye karşıymış

İstihbarat örgütleri düzeyinde var olan Ankara-Şam ilişkileri, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın son Soçi ziyaretinden dönerken yaptığı açıklamalar üzerine "Orta Doğu'da ilişkileri düzeltme sırası Suriye'ye mi geldi Ankara-Şam arasında yeni bir süreç mi başlıyor" sorularının cevapları aranmaya başlandı. Bu minvalde yapılan tartışmalar Türkiye ile sınırlı kalmadı. Suriye'de bir şekilde var olan ve olmak isteyen her bölgesel ve küresel güç Ankara ile Şam arasında neler oluyor diye pürdikkat izleme sürecine girdiler. Neredeyse 11 yıldır her ağızlarını açtıklarında diyalogdan, barıştan, düzenden, insan haklarından ve istikrardan bahsedenler, iş ciddiye binince hemen "N'oluyoruz Bizden habersiz bir şeyler mi yapılıyor Öyle hemen diyalog kuramazsınız" havasına büründüler. Ankara-Şam arasında muhtemel bir diyalog sürecinden rahatsız olanlar hiç vakit kaybetmeden kendilerini gösterme gereği duydular. İlk ses ABD'den geldi. Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Vedant Patel, Türkiye'nin ve diğer ülkelerin Suriye'yle ilişkileri normalleştirmesine karşı olduklarını belirtti. Sorulan soru üzerine Patel, "ABD Esad rejimiyle diplomatik ilişkileri güçlendirmeyi amaçlamıyor ve diğer ülkelerin de ilişkileri normalleştirmesini desteklemiyoruz. Hükûmetleri Esad rejiminin son 10 yılda Suriye halkına karşı işlediği suçları çok dikkatli şekilde düşünmeye çağırıyoruz" ifadelerini kullandı. ABD'nin derdi ne ABD'nin derdi, Irak ve Afganistan örneklerinde apaçık görüldüğü üzere ne insan hakları ne demokrasi ne de bölgesel istikrardır. ABD'nin Suriye'de öncelikli derdi İsrail'in güvenliği, ikinci derdi ise bununla doğrudan ilgili olarak Suriye'nin kuzeyinde terör örgütü PKKYPGSDG kontrolünde bir devletçik ortaya çıkarmaktır. Bu yüzden, ABD ne Türkiye gibi bir bölgesel gücün Suriye içinde teröre karşı bir askerî operasyon yapmasını istiyor ne de Şam'ın etkisini genişletecek bir siyasi gelişme. Türkiye Suriye'den uzak dursun, Şam ancak başkasının desteğiyle ayakta kalabilsin ki, ABD aynen Irak'ta yaptığı gibi Suriye'nin kuzeyinde kullandığı ve ileride kullanabileceği vekalet aracı terör örgütünü güçlendirebilsin. Özellikle 2013'ten beri Suriye'de insanlar kullanımı yasaklı olanlar dâhil her türlü silahla öldürülürken, ülke içinde yer değiştirirken, katliamdan kaçarken, Akdeniz'in sularında boğulurken, Yunanistan'ın süngüleriyle karşılaşırken, PKKYPG'nin çocukları kaçırarak silah altına alırken, insanların ev ve mallarına el koyulurken üç maymunu oynayanlar, konu siyasi diyalog olunca, ufak bir ışık belirince hemen ortaya çıkıp "Olmaz bu iş" demeye başlıyorlar. Niye olmaz Çünkü,