Enerji savaşında Rusya'ya karşı Avrupa kazanabilir mi

Ukrayna'daki savaşın kritik cephe hatlarından biri de Rusya ile Avrupa arasındaki enerji alışverişi. Avrupa'ya göre vazgeçilmesi zor bir bağımlılık, Rusya'ya tarafında ise sürdürülmesi gereken bir gelir ve stratejik hamle sahası. Kömür, petrol, doğal gaz ve birçok maden Rusya'nın zaman içerisinde batıya karşı kullandığı bir araç haline geldi. Özellikle doğalgaz Avrupa gazının 40'ını Rusya'dan ithal ediyor ve bu da satışlarından günde yaklaşık 450 milyon kazanıyor. Bakın bu süreci nasıl inşa etmiş Rusya, hatırlayalım. 1967'de Avusturya'ya ilk Sovyet gazının akmasından bu yana enerji meselesi genellikle karşılıklı bir çıkar ilişkisiyle süregeldi. Rusya'nın gaz satması gerekiyordu, Avrupa'nın da satın alması SSCB sonrasında belirli bir güven düzeyinde gidebilen enerji senaryosu Rusya'nın Gazprom üzerinden savaşa dahil olduğu bir çevrelemeye dönüştü. Bir bakıma NATO'yu kendi sınırlarına yaklaşarak kuşatmakla suçlayan Rusya, bu kez boru hatlarıyla Avrupa'nın göbeğine kadar gelmişti! Rusya adım adım asimetrik bir bağımlılığa yöneliyordu. 2014'te Kırım'ın ilhak edilmesi ile birlikte bu hedefi ilerletti. Zira bu tarihte Avrupa'nın Rus doğalgazına bağımlılığı 30 iken savaşın hemen öncesinde 45'e kadar yükseldi. Almanya bu gidişatta en fazla çevrelenen ülke oldu. Toplam gaz ithalatının 50'si Almanya'nındı artık Kuzey Akımı 1 ve 2, Almanya'ya pragmatik bir üstünlük alanı açsa da son savaşın seyri Rusya'nın bu hamlesini akamete uğrattı. Ve Gazprom 2021'de en vurucu adımı atarak AB ülkelerin gaz dolum tesislerinin yetersiz seviyede kalmasını sağladı. 2021 sonunda depolar en düşük seviyedeydi. Uluslararası Enerji Ajansı'na göre Avrupa'da gaz depolama tesislerindeki boşluğun yarısı Gazprom'un bu stratejisinden kaynaklandı. Bu noktada hatırlanması gereken bir olay da Trump'ın Temmuz 2017'de Varşova'da halka yaptığı konuşma olsa gerek: "Alternatif enerji kaynaklarına erişiminizi güvence altına almaya kararlıyız, bu nedenle Polonya ve komşuları bir daha asla tek bir enerji tedarikçisine (Rusya) rehin tutulmaz" demiş ve depoların hızla artmasını istemişti. Ve depoların yetersizliği, Çin'in salgının ardından aşırı tüketimi, meydana gelen panik havasıyla fiyatlar da rekor düzeyde yükseldi. Bu aşamada gaz tedariki azaltılsa bile Rusya'nın gelirleri sabit kalabilecekti. Nitekim AB'nin ithal ettiği Rus petrolü hacmi 20, kömür 40 düştü, gaz ithalatı arttı. Ve Rusya Ukrayna'daki 2 aylık savaş sırasında AB'ye fosil yakıt satışından elde ettiği geliri ikiye katladı. Açıkçası şu ki, 2014'ten savaşa kadar giden sürede AB bu süreci durdurmak için kayda değer bir şey yapmadı! Karbonsuzlaştırma politikası, Almanya'nın nükleer santrallerden vazgeçmesi, Avrupa'nın en büyük gaz sahalarından biri olan Hollanda'nın Groningen sahasının kapanması