Böylesine bir mücadele ve Zaferle ancak kıvanç duyulur!

Bugün İzmir'in düşman işgalinden kurtuluşunun 100.yıldönümü Aynı zamanda 26 Ağustos'ta başlayan Büyük Taarruz'un taçlandığı anlamlı gün. İzmir'in kurtuluşu, büyük bir kahramanlık ve karşı duruşun yanı sıra kararlı ve güçlü bir stratejiyle neticelenmiştir. Öyle ki işgalciler Türk ordusunun ilerlemesini durdurmak için İstanbul'dan kimi hamlelerde bulunmuşlardır. Büyük Nutuk'ta bu süreç şöyle anlatılmaktadır: 31 Ağustos 1922'e gelindiğinde ordular İzmir genel istikametinde ve diğer kısımlarıyla da Eskişehir ve kuzeyinde hareket ediyorlardı. Mustafa Kemal Paşa kendi ifadesiyle düşman ordusunun tamamen imha edileceğinden emin oldukları için vaziyeti mümkün olduğu kadar dünyadan gizlemek istiyordu. Bunlardan biri ordunun ilerlememe olduğu sırada 4 Eylül'de Rauf Bey aracılıyla İstanbul'dan gönderilen barış isteyen telgraftır. Mustafa Kemal Başkumandan olarak 5 Eylül'de cevabını yazar. Buna göre Yunan ordusu mağlup edilmiştir ve artık yeniden karşı koymasına ihtimal yoktur. Anadolu toprakları müzakereye açık değildir. Barış görüşmeleri sadece Trakya için söz konusu olabilir. Fakat Yunan hükümetinin doğrudan Büyük Millet Meclisi hükümetine ve 10 Eylül'e kadar başvurması gerekir. Bu tarihe kadar istemezlerse sonrasında aşağıda yazdığı maddeleri de kabul etmeyeceğini iletmiştir. O maddeler: 1. 15 gün içinde Trakya 1914 sınırlarına kadar kayıtsız şartsız Türkiye Büyük Millet Meclisi hükümetine teslime edilecek. 2. Yunanistan'daki esirlerimiz 15 gün içinde teslim olunacak. 3. Yunan ordusunun Anadolu'da yaptığı tahribatı tamir etmeyi şimdiden taahhüt etmeliler. Yine bu süreçte Mustafa Kemal Paşa'ya gelen bir telsiz telgrafta müzakere için yetkilendirilen İzmir'deki İtilaf devletleri konsolosları ile nerede ve ne zaman görüşebileceği sorulmuştu. Paşa'nın cevabı "9 Eylül 1922'de Nif'te" olmuştu! (Sonra adı Kemalpaşa olan ilçe) Mustafa Kemal gerçekten de dediği günde oradaydı ancak görüşme isteyenler orada değildi.