Yeni yıl, eski tuzaklar

Bir yılı daha geride bırakıyoruz. Takvim yaprakları eksildikçe, ömür yaprakları da bir bir düşüyor. 2024, sevinçleriyle, hüzünleriyle, umutlarıyla ve hayal kırıklıklarıyla sona eriyor. Önümüzde yeni bir yıl var. Ancak asıl mesele, yeni yılı hangi gözle ve nasıl karşıladığımızda...

Yeni bir yıl, içsel bir muhasebe demektir. Hangi yanlışlarımızı düzeltmeli, hangi doğrularımızı artırmalıyız Yılbaşını Batı'dan ithal edilen içki masalarında, sarhoş naralarında değil; aile sıcaklığında, tefekkürle ve iç huzuruyla karşılamak gerek. Yeni yıl, "yenilenmek" için bir fırsattır; "tüketmek" için değil.

ŞANS OYUNU MU KUMAR TUZAĞI MI

Her yıl, yılbaşı öncesi "şans oyunu" çılgınlığı başlar. Milli (!) Piyango bileti kuyruğunda umut kuyruğuna girenler... Hayatını bir kağıt parçasına bağlayanlar... Ve o biletin ardından gelen hayal kırıklıkları...

Şunu sormalıyız: Bu gerçekten bir şans mı, yoksa kumarın devlet eliyle meşrulaştırılmış hali mi

Bugüne kadar "büyük ikramiye" kazananların çoğunun hikayesi, pişmanlık ve trajediyle sonuçlanmıştır. Elindekini kaybedenler, yalnızlaşanlar, alkol ve uyuşturucu bataklığına saplananlar... Şans oyunu, hayatları düzlüğe çıkarmıyor; aksine dipsiz kuyular açıyor.

Kadim kültürümüz "Alın teri olmadan kazanılan paranın bereketi olmaz" der. Emek kutsaldır. Kolay yoldan zengin olma hayali ise, insanı yavaş yavaş yutan bir bataklıktır.

ALKOL: GECENİN KARA LEKESİ

Yılbaşı geceleri, alkol tüketiminin zirve yaptığı gecelerdir. Ancak bu tüketimin en büyük tehlikesi, sadece sahte içki değildir. Alkolün her türlüsü, zararların kaynağıdır.

Her yıl yüzlerce insan, bir kadehin ardından hayatını kaybediyor. Kör olanlar, felç geçirenler, karaciğer yetmezliğine girenler... Bir gecelik eğlencenin faturası bazen bir ömür boyu ödeniyor. Metil alkole bağlı körlük ve ölüm vakaları sık sık karşımıza çıkıyor. Ancak unutulmamalıdır ki, alkolün sahte olup olmaması fark etmez. Zehir, her halükarda zehirdir.

Sorumlu kim

Sahte içkiyi üretenler mi, yoksa bile bile o masaya oturanlar mı

Alkol içmek, her türlüsüyle hastalıklara, bağımlılıklara ve ölüme davetiyedir.

Özellikle gençler, "bir kereden bir şey olmaz" bahanesiyle bu çukura çekiliyor. Oysa her şey bir kereden başlar. Bir adım, bazen bir ömrü tüketir. Ailelerin bu konuda uyanık olması, gençleri bilinçlendirmesi şarttır. Yılbaşı gecesi, sadece yeni yıla değil; felakete de açılan bir kapıya dönüşebilir.

Unutmayalım ki sahte ya da sahte olmayan her içki, bedene zerk edilen bir zehirdir. Bir gecelik keyif, yıllar sürecek bir esarete dönüşmesin.

KUTLAMA MI, KAOS MU - SİLAH VE HAVAİ FİŞEKLERİN GİZLEDİĞİ TEHLİKE

Her yılbaşı gecesi, gökyüzü sadece havai fişeklerle değil, ne yazık ki silah sesleriyle de aydınlanıyor. Gösteriş için ateşlenen silahlar, yeni yılın ilk dakikalarında onlarca aileyi mateme boğabiliyor.

Havaya atılan her kurşun, yerçekimine yenik düşer ve yere inerken ölüm taşır. Bir çocuğun, bir annenin ya da bir babanın hayatı, bu "sorumsuz kutlamalar" yüzünden sona erebilir. Silahla kutlama yapmak, bir eğlence değil; bir cinayet girişimidir. Özellikle yerleşim yerlerinde havaya sıkılan her mermi, insan hayatını hiçe sayan bir suçtur.

Ancak mesele sadece silahlarla sınırlı değil...

Havai fişekler de kutlama adı altında benzer tehlikeler taşır. Gökyüzünü aydınlatan bu anlık görsel şölenin ardında, çatı yangınları, ağır yaralanmalar ve çevresel felaketler gizlidir. Yanan kıvılcımlar bir çocuğun elinde patlayabilir ya da bir evin çatısında yangın çıkarabilir.

Peki ya görünmeyen zararlar

Havai fişekler, sadece göz alıcı bir gösteri değildir. Çevreye ve yaban hayatına verdiği zarar göz ardı edilemeyecek boyuttadır. Patlamalarla havaya yayılan kimyasal kalıntılar, göllere, nehirlere ve okyanuslara karışarak su ekosistemlerini kirletir, balıklar ve diğer sucul canlılar üzerinde toksik etkiler yaratır.

Gökyüzüne yükselen her havai fişek, ince partikül maddeler (PM2.5), kükürt dioksit ve azot oksit gibi gazlar salar. Bu zararlı maddeler, akciğerlere derinlemesine nüfuz ederek astım ve kalp hastalıkları riskini artırır. Yalnızca tek bir havai fişek gösterisi, yerel hava kirliliği seviyelerini 42'ye kadar artırabilir ve bu kirlilik günlerce devam edebilir. ABD'de her yıl havai fişeklerin yol açtığı karbon salımı, on binlerce arabanın yol açtığı emisyona eşdeğerdir.

Ayrıca, havai fişeklerin içerdiği perklorat gibi kimyasallar, içme suyuna sızarak insan sağlığı üzerinde ciddi riskler oluşturur. Tiroid bezini etkileyen bu kimyasallar, uzun vadede hormonal dengesizliklere neden olabilir.