31 Mart: Milletin diriliş mührü

Sevgili Okurlarım,

Bugün size bir dirilişin gelişim sürecinin meyve vereceği hassas geçişten; bir çocuğun boy atıp yiğitleşeceği, serpilip büyüyeceği dönüm noktasından; bir cihan devleti bakiyesinin varoluş ve beka mücadelesinin zirveye ramak kala son bir hamle ile saplayacağı çividen bahsetmek istiyorum.

Bu sözler, 31 Mart seçimlerinin taşıdığı manayı yansıtmak için yetersiz kalabilir. Ancak, o günün ruhunu ve olayların yarattığı etkiyi anlamak için bu kelimelerin ötesine geçmek gerekiyor.

31 Mart, sadece bir tarihî olayın adı değil, aynı zamanda bir milletin uyanışının ve direnişinin simgesidir. Bu tarih, Türk milletinin yok oluşa yüz tuttuğu, iç ve dış düşmanların her türlü entrika ve planı devreye soktuğu karanlık bir dönemde yaşandı. Ancak, milletimiz bu zorlu dönemde bile asla pes etmedi, asla boyun eğmedi. Tam aksine, birlik ve beraberlik içinde dimdik durarak, varoluş mücadelesini en güçlü şekilde sürdürdü.

31 Mart tarihi, sadece bir başarı hikayesinin finali değil, aynı zamanda bir başarının hikayelikten geçip destanlaşma sürecine uzanışının simgesidir. Bu tarih, bir milletin nezdinde dünya mazlumlarının uyanışının ve direnişinin simgesi de olacaktır.

Çünkü 31 Mart, sadece bir tarihî olayın adı değil, aynı zamanda bir milletin uyanışının ve dirilişinin simgesidir. Bu tarih, Türkiye'nin iç ve dış siyasetinde dönüm noktalarından biri olarak kabul edilir. Tarihimizin bu önemli dönemecini ele alarak, bugünün Türkiye'sinin siyasi ve toplumsal dinamiklerine ışık tutmayı amaçlıyorum.

Sultan Abdülhamid Han'ın tahttan indirilmesiyle başlayan 31 Mart Vakası, Türk milleti için acı bir ders olmuştur. İç ve dış düşmanların bir araya gelerek ülkemize yönelik planlarını devreye soktukları bu karanlık dönem, milletimizin birlik ve beraberlik içinde olmadığı zamanlarda ne gibi zorluklarla karşılaşabileceğini göstermiştir. Ancak, tarih boyunca olduğu gibi, milletimiz bu zorlu dönemlerde bile diriliş ve güç göstermiştir.

Bugün, 31 Mart tarihinde yapılacak olan yerel seçimler, sadece bir belediye başkanı veya meclis üyelerini belirleme süreci değil, aynı zamanda milletimizin iradesini ortaya koyduğu, tarihî bir ders niteliğindedir. Bu seçim, iç ve dış düşmanların Türkiye'yi bölmek ve parçalamak için kurguladığı kirli planlara karşı bir duruş sergileme fırsatı sunmaktadır.

Eski ve yeni Türkiye tecrübelerini yakından gözlemleyen biri olarak ifade etmek isterim ki, bu seçim, milletimizin birlik ve beraberlik içinde, geleceğine sahip çıkma seçimidir. Ülkemizin her köşesinde, milletimiz, tarihî sorumluluğunun bilinciyle sandık başına gidecek ve millî iradesini ortaya koyacaktır.