Yaşamak, sadece nefes alıp vermekten ibaret değildir; insan zor zamanlarında tutunacak bir dal, bağlanacak bir umudu mutlaka arar. İşte bu umut, organ nakli bekleyen binlerce insanın hayatında daha derin bir anlam kazanıyor. Onlar, hayatlarını kurtaracak bir bağışın hayalini kuruyor ve bir telefon sesiyle yeniden hayata bağlanmayı bekliyor. Ancak Türkiye'de organ bağışı oranlarındaki eksiklik, bu umutları çoğu zaman boşa çıkarıyor.
Sağlık Bakanlığı verileri, bizi acı bir gerçekle yüzleştiriyor. Türkiye'de böbrek nakli bekleyen binlerce kişi umutla yarışırken, kalp nakli bekleyen genç ve umut dolu hayatlar bir mucizeye bel bağlamış durumda. Ancak organ bağışının yetersizliği, bu bekleyişi çoğu zaman ölüme dönüştürüyor. Peki, neden
Türkiye, organ bağışı konusunda ciddi sorunlarla karşı karşıya. Böbrek, karaciğer, akciğer, kalp gibi hayati organlara ihtiyaç duyan hastalar için uygun bağışçı bulunamıyor ve bu durum her geçen gün daha fazla hayatın sönmesine neden oluyor. Mevcut verilere göre, Türkiye'de organ bağışı oranları hala dünya standartlarının oldukça gerisinde. Toplumdaki yanlış bilgiler, dini kaygılar, başka önyargılar ve bilinç eksikliği, bu sorunun başlıca nedenleri arasında yer alıyor.
Organ bağışına dair en büyük engellerden biri, dini kaygılar ve yanlış bilgilerdir. Çok sayıda insan, organ bağışının dini açıdan uygun olmadığını düşünüyor. Ancak Diyanet İşleri Başkanlığı, yıllardır yaptığı açıklamalarla organ bağışının hem dini hem de insani bir görev olduğunu net bir şekilde ifade etmektedir. Buna rağmen toplumda yerleşmiş önyargılar ve zihinlerdeki bariyerler, aşılması gereken ciddi bir engel olarak karşımıza çıkıyor.
Organ bağışı konusunda İspanya dünya lideri konumundadır. Başarılarının temelinde, "varsayılan bağışçı modeli" yatıyor. Bu modelde, kişiler aksi bir beyan vermedikçe organ bağışçısı kabul ediliyor. Singapur ve Belçika gibi ülkeler de benzer politikalarla organ bağışı oranlarını artırmayı başarmıştır. Bu ülkelerde, organ bağışı sadece bir devlet politikası değil, aynı zamanda toplumsal bir bilinç haline getirilmiş durumda. Türkiye, bu modellerden ilham alarak kendi bağış sistemini geliştirmelidir.
TÜRKİYE'NİN ORGAN NAKLİ BAŞARILARIOrgan nakli konusunda Malatya, özellikle karaciğer naklinde önemli bir merkez olarak ön plana çıkmaktadır. Malatya İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi, karaciğer naklinde ulusal ve uluslararası başarılarıyla gurur kaynağıdır. Bunun yanı sıra Koşuyolu Yüksek İhtisas Hastanesi, Ankara Bilkent Şehir Hastanesi, İzmir, Adana ve diğer bazı şehirlerdeki Sağlık Bakanlığı'na bağlı merkezler ve Özel Hastanelerimiz de organ naklinde üst düzey başarılarıyla Türkiye'nin adını duyurmaktadırlar. Bu merkezler, özverili çalışmalarıyla hem hastalar hem de sağlık sistemi için büyük bir umut ışığı olmayı sürdürmektedir.
ORGAN BAĞIŞINI ARTIRMAK İÇİN ÖNERİLERÜlkemizde organ bağışını artırmak için atılması gereken bazı adımlar şunlardır:
1. Eğitim ve Bilinçlendirme Kampanyaları: Okullardan başlayarak toplumun her kesiminde organ bağışına dair bilinç artırılmalıdır.