Sevgili okurlarım, IV. Murat'ın yüzyıllar öncesine dayanan tütünle mücadele fermanı, bugün hala dersler çıkarılması gereken bir belge olarak karşımızda duruyor. IV. Murat, tütünün toplumsal ve ekonomik zararlarını ortadan kaldırmak amacıyla devletin tütünle mücadelesini güçlü bir şekilde başlatmış, kadılara ve yetkililere kesin emirler göndermişti. Ancak, dönemin kadılarının kayıtsızlığı ve memurların açgözlülüğü sebebiyle bu yasaklar uygulanamamıştı. Bugün de benzer kayıtsızlık ve yetersiz denetimlerle karşı karşıyayız. Tütünle mücadeledeki eski başarılarımızı kaybederek, geri dönüş yolunda hızla ilerliyoruz.
2009'da yürürlüğe giren "Dumansız Hava Sahası" yasasıyla Türkiye, tütünle mücadelede dünya çapında örnek bir başarıya imza attı. 2002 yılında başlayan ve 2008'e kadar hazırlıkları süren bu yasa, tütün kullanımını ciddi oranda azaltmış, halk sağlığı üzerinde büyük bir olumlu etki yaratmıştı. Tütün kullanım oranları 31,2'den 27,1'e düşmüş; özellikle kapalı alanlardaki sigara yasağı, sağlıklı yaşam alanlarının oluşturulmasına önemli katkı sağlamıştı. Bu dönemde, tütün ürünlerinin yol açtığı hastalıklarda ciddi azalmalar gözlemlenmiş, kalp krizi, alerjik nezle, bronşit ve KOAH gibi hastalıklara başvuru oranlarında belirgin düşüşler yaşanmıştı.
Ancak sevgili okurlarım, 2012'den sonra tütün endüstrisinin yeni stratejileri, denetim zaafları ve uygulamadaki gevşeklik nedeniyle, yeniden tütünle dolu bir atmosfere geri döndük. 2009'da elde ettiğimiz başarılar maalesef sürdürülemedi. Bugün, OECD verilerine göre sigara içme oranı 32,1 ile dünya sıralamalarında üst sıralardayız. Bu tablo, hem halk sağlığı açısından hem de tütünle mücadelede elde edilen kazanımlar açısından üzüntü verici bir durum.
Peki, bu kötüye gidişi nasıl durdurabiliriz İlk adım, 2008'deki kararlı duruşumuza geri dönmek olmalıdır. Tütün endüstrisinin yeni argümanlarıyla başa çıkabilecek güçlü bir denetim mekanizmasına, toplumsal farkındalığı artıracak etkili kampanyalara ve caydırıcı yasal yaptırımlara ihtiyacımız var. Dünya genelinde tütünle mücadelede başarılı olmuş ülkelere bakarak, biz de kendi politikalarımızı güncelleyebilir, kaybettiğimiz ivmeyi yeniden kazanabiliriz.
Yeni Zelanda, 2025 yılına kadar sigarayı tamamen ortadan kaldırmayı hedefleyen iddialı bir program başlattı. Özellikle gençler arasında tütün kullanımını azaltmak için eğitim ve bilinçlendirme kampanyaları düzenliyor. Ağır vergilerle tütün ürünlerinin erişimini zorlaştırıyor. Bugün sigara içenlerin oranı 15'in altına düşmüş durumda ve bu oran her yıl azalmaya devam ediyor.
Kanada, tütün ürünlerine uyguladığı yüksek vergilerle sigara fiyatlarını artırarak tütün kullanımını caydırıcı hale getirdi. Sigara içme oranları son 20 yılda neredeyse yarı yarıya azaldı. Sıkı kısıtlamalar ve bilinçlendirme kampanyalarıyla halk sağlığında önemli iyileşmeler kaydedildi.
Finlandiya, 2040'a kadar sigarayı tamamen yasaklamayı hedefleyen stratejisiyle tütün kullanımını büyük ölçüde azalttı. Tütün ürünlerine yüksek vergiler uygulayarak ve gençleri bilinçlendirme kampanyaları yürüterek sigara içme oranlarını ciddi şekilde düşürdü. Ülke, tütün kullanımını tamamen sona erdiren ilk ülkelerden biri olmayı hedefliyor.
Bhutan, tütünle mücadelede en sert önlemleri uygulayan ülkelerden biri olarak, 2005'te tütün satışını tamamen yasaklayan ilk ülke oldu. Sadece belirli koşullar altında çok sınırlı miktarlarda tütün ithal edilebiliyor. Katı düzenlemeler ve ağır para cezaları, Bhutan'ı tütünle mücadelede örnek ülkelerden biri haline getirdi.
Türkiye İçin Çözüm Önerileri
Türkiye, bir dönem tütünle mücadelede dünya çapında örnek gösterilen bir ülke olmuştu. Ancak geldiğimiz noktada, 2008'deki kararlı mücadele ruhuna geri dönmemiz gerekiyor. Kanunlar ve düzenlemeler güçlü, fakat uygulama ve denetim yetersizliği, bu yasaların etkinliğini zayıflatıyor.
Başarıya ulaşmak için üç temel adım atılmalı:
1. Etkin Denetim Mekanizmaları: Her yasa ve düzenleme sıkı bir şekilde denetlenmeli, denetleyenler de denetlenmeli, ihlal edenlere caydırıcı cezalar verilmeli.
2. Toplumsal Bilinçlendirme Kampanyaları: Özellikle gençler arasında tütün kullanımını azaltmak için daha etkili eğitim ve kampanyalar düzenlenmeli.
3. Sivil Toplum ve Halk Katılımı: Tütünle mücadelede halkın desteğini almak ve toplumsal bir bilinç oluşturmak için devletin yanı sıra sivil toplumun da aktif rol oynaması şart.
Uygulama, Uygulama, Uygulama!
Kanunlar yalnızca kağıt üzerinde kalmamalı; sahada etkin bir şekilde uygulanmalı, halkın günlük yaşamına dokunmalıdır. Eski başarıları tekrar yakalayabilmemizin yolu, güçlü denetim ve kararlı uygulamadan geçiyor.
Sigara, nargile, elektronik sigara... Her ne tüttürülürse tüttürülsün, asıl zarar gören kişi ve onun en yakınlarıdır. Ancak dumanın bir diğer kısmı, bu ürünlere ödenen paralarla terör örgütlerinin ve savaşları kışkırtan devletlerin ateşine odun taşıyor. Değerli okurlar, hem kendinize hem de savaş kurbanı çocuklara ve masumlara bu kötülüğü yapmayın. Bırakın gitsin!