Son günlerde iki genç kızımızın sapkın bir ideolojiye sahip kişi tarafından vahşice katledilmesi, toplumu derinden sarsan ve gençlerimizi tehdit eden tehlikelerin boyutlarını bir kez daha gözler önüne serdi.
Bu acı olay, yalnızca fiziksel saldırılardan değil, aynı zamanda gençlerimizin zihin ve ruh sağlığını hedef alan karanlık fikirlerden de korunması gerektiğini bizlere hatırlatmaktadır. Cumhurbaşkanımızın 2024-2025 Yükseköğretim Akademik Yıl Açılış Töreni'nde söylediği "Teröre, uyuşturucuya, alkol bağımlılığına ve sapkın akımlara kaptırdığımız her bir gencin vebali hepimizin omuzlarındadır" ifadesi, bu konunun önemini bir kez daha vurgulamaktadır.
Günümüzde gençlerimiz, madde bağımlılığı ve marjinal ideolojilere eğilim gibi ciddi tehditlerle karşı karşıya. Uyuşturucu baronları, okullarda ve sosyal medyada zehirlerini yayarak gençlerimizi tuzağa düşürmeye çalışırken, sapkın ideolojiler de zihinsel ve ahlaki yapımızı hedef alıyor. Satanist veya diğer karanlık inanç grupları, gençlerimizi köklerinden koparıp toplumun değerlerine yabancılaştırmak için sosyal medya üzerinden yaydıkları propaganda ile zayıf karakterli ve aidiyet arayışındaki bireyleri etkisi altına alıyor. Bu tür tehlikelerin ne denli büyük olduğunu iki genç kızımızın kaybında olduğu gibi üzücü olaylar çok acı bir şekilde ortaya koyuyor.
Ailenin Gücü ve Gençleri Koruma Sorumluluğu:
Aile, bireyin toplumla olan ilk temas noktasıdır ve sağlıklı bir aile yapısı, çocukların dış tehditlerden korunmasında en önemli siper görevi görür. Çocuklarımızı fiziksel olarak korumak kadar zihinsel ve ruhsal olarak da koruma sorumluluğu taşımaktayız. Gençlerin ahlaki ve manevi değerlerle donatılması, sağlam bir kimlik kazanmalarını ve zararlı etkilere karşı dirençli olmalarını sağlar. Bu nedenle, evlatlarımızla daha fazla zaman geçirmek, onların dünyasını anlamak ve sorunlarını paylaşmak büyük önem taşır.
Aileler, milletimizin temel direği olan aile kavramına çocuklarını sıkı sıkıya bağlamalı, onları bizden koparmaya çalışanlara karşı daha güçlü kökler inşa etmelidir. Sevgi ve hoşgörü diliyle genç dimağları besleyerek, karanlık ideolojilerin ve kötü alışkanlıkların gençlerimizi etkilemesini önlemek için daha fazla çaba sarf etmeliyiz.
Gençleri Koruma Mücadelesinde Çok Yönlü Yaklaşımlar:
Gençlerimizi tehdit eden bu unsurlarla mücadelede sadece ailelerin değil, toplumun ve devletin de önemli görevleri vardır. Bu mücadelede çok yönlü bir yaklaşım gerekmektedir.
Hukuki Düzenlemeler: Uyuşturucu ve zararlı ideolojilere yönelik caydırıcı cezaların artırılması ve infaz sisteminin gözden geçirilmesi elzemdir. 18 yaş altı çocukların suç örgütleri tarafından kullanılmasını önlemek için yasal düzenlemelerin güçlendirilmesi gereklidir. Bazı ülkelerde uygulanan sert yaptırımlar, suçun cezasız kalmaması için örnek teşkil edebilir. Mesela ABD'de bazı eyaletlerde ciddi suçları işleyen çocuklar, yetişkinlerle aynı yargılama süreçlerine tabi tutulabiliyor ve ceza alabiliyorlar. İngiltere'de ise çocukların cezai sorumluluk yaşı 10 olarak belirlenmiştir ve bu yaştan itibaren işledikleri suçun bilincinde oldukları kabul edilerek yargılanabilmektedirler.
Eğitim Sisteminin Güçlendirilmesi:
Eğitimde, akademik başarı kadar gençlerin ahlaki ve manevi gelişimlerine de odaklanılmalıdır. Okullarda, zararlı alışkanlıklar ve ideolojilere karşı bilinçlendirme programları düzenlenmeli, sağlıklı bireyler yetiştirme hedefi ön plana çıkarılmalıdır.