Sevinç, Huzur ve Maneviyatın İklimi: Kurban Bayramı

Yine bir Kurban Bayramı'na kavuşmanın mutluluğunu ve heyecanını yaşıyoruz. Bu mübarek bayram, yüreklerimize huzur, toplumsal hayatımıza ise birlik ve beraberliğin hazzını yansıtan kıymetli anlarla doludur. Kurban Bayramı, yalnızca bir ibadet olmanın ötesinde, bizleri manevi bir yolculuğa çıkararak hayata daha derin bir anlam katmamıza vesile olan, İbrahimî sadakatin ve İsmailî teslimiyetin canlı bir sembolüdür.

Bayramı, sadece birkaç günlük tatilin heyecanına kapılıp keyifli anlar yaşamak için mi kullanacağız, yoksa gözleri yollarda bekleyen büyüklerimizin yüzlerine bir gülümseme kondurmak için mi Trafiğinden sıkıldığımız koca şehirlerimizi, adeta göç edercesine terk mi edeceğiz, yoksa yaşanabilir hale getirmek için emek verdiğimiz bu şehirlerde çocuklarımıza bayramların eğlence yerlerinde değil, sevdiklerimizin yanında, beklenen yerlerde daha değerli olduğunu mu öğreteceğiz

Sevgili okurlarım, evet, hepimiz yoruluyoruz, bunalıyoruz, yaşamın keşmekeşinde yıpranıyoruz. Ancak tüm bu yorgunluğu dindirmeye çalışırken, sormamız gereken asıl soru şu: Hayatımızda doğru seçimler yapabiliyor muyuz Bizden önce bizim için çalışan, didinen büyüklerimizi, bize bayrağı teslim ettikten sonra kendi hallerine mi bırakıyoruz

Elbette ki tatil, ruhsal ve fiziksel açıdan bir ihtiyaçtır. Ancak bu ihtiyacı, bize ihtiyacı olanları ihmal etmeden karşılamanın bir yolunu bulmalıyız. Hayatın karmaşasında kaybolmuşken, medeniyetimizin bize öğrettiği değerlerle yeniden hayat bulmalı ve bu değerleri gelecek nesillere aktarmalıyız.

Bir düşünelim; geleceğe hazırlamaya çalıştığımız çocuklarımız için ne tür planlar yapıyoruz İyi bir okul, güzel bir ev, lüks bir araba mı Hadi bu seçenekleri daha da artırdık, ne fark eder Çocukluğunuza dönün birkaç saniyeliğine ve aile büyüklerinizle yaşadığınız hatıralara bir göz gezdirin. Göreceksiniz ki aklınıza maddiyata dayalı hiçbir hatıra gelmeyecektir. Hatıralarınızda size sarılan bir dede, sırtınızı okşayan bir baba ya da kucağında çocuk olmanın sıcaklığını hissettiğiniz bir anne veya nine göreceksiniz...

Bu bayramı, bizlere ilk adımlarımızı attıran anne, baba, dede, nine... kimimiz varsa onlara koştuğumuz bir fırsata çevirelim. Çünkü bugün bizi büyüklerimize götürmeyen bayramlar, yarın birer büyük olarak çocuklarımızın yollarını gözlediğimiz bayramlara dönüşecektir!

Ve yola çıkarken de unutmamak gerekir ki sevdikleriniz sizi sağ salim görmek ister. Heyecanınızı, enerjinizi gaz pedalına basarak değil, sevdiklerinize sarılarak harcayın. Bayramlar, kaza haberlerinin, feryatların ve gözyaşlarının değil, sevinçlerin ve kavuşmaların zemini olmalı! Plansız, dikkatsiz ve aceleci bir yolculuk anlayışı, bayramların üzerine kara bir gölge düşürmektedir. Geçmişimiz, bunun ağır ve acı dolu anılarıyla doludur.