Trabzon'un Çaykara ilçesinde bir düğün... Gelin alma sırasında neşe, sevinç, horon sesleri göğe yükselirken, birden gökyüzüne savrulan kurşunlar bu coşkunun üzerine kara bir örtü gibi düştü. Rastgele açılan ateşten seken mermi, bir insanın canını aldı iki kişi de yaralandı. Bir annenin evladı, bir çocuğun babası, bir eşin hayat arkadaşı artık yok. Düğün evi bir anda matem evine dönüştü.
Daha bu acının yankıları tazeyken, Giresun'un Şebinkarahisar ilçesi Turpçu köyünde başka bir düğünde benzer bir dram yaşandı. Gelin ile damat evlerine uğurlanırken, sevinç çığlıklarına karışan silah sesleri bu kez damadı vurdu. 23 yaşındaki damat, daha hayatının baharında, yeni yuvasına adım atamadan yorgun bir merminin kurbanı oldu. Mutluluğa açılan kapı bir anda kapanırken, şenlik yerini feryada, düğün evini matem evine bıraktı.
Bu manzaralar ne yazık ki ne ilk, ne de son. Zannedilmesin ki bu olaylar sadece o coğrafyada yaşanıyor. Bu tip üzücü olaylar maalesef ülkemizin her bölgesinde, aynı yanlış alışkanlıkla, aynı trajedi ile tekrar tekrar yaşanıyor.
Sessiz Katil: Yorgun Mermi
Silah sesine alıştık. Bir kutlamada havaya ateş edilmezse sanki eksik kalacakmış gibi yanlış bir adet damarlarımıza işlemiş. Oysa göğe gönderilen kurşun kaybolmuyor; sessizce yere dönüyor. Ve o dönüş, çoğu zaman bir hayatı söndürüyor, bir aileyi dağıtıyor.
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'nın açıklaması, buzdağının sadece görünen kısmı: 2018-2023 yılları arasında yorgun mermi nedeniyle 120 kişi hayatını kaybetti. Bu rakam yalnızca ölümleri kapsıyor. Kaç kişi sakat kaldı Kaç çocuk yatağa mahkûm oldu Kaç genç ömür boyu engelli kaldı Rakam verilemiyor, çünkü çok fazla. Aynı dönemde 6.571 kişi hakkında yasal işlem yapılmış; bu da olayların münferit değil, yaygın olduğunu ortaya koyuyor.
Yorgun mermi, yalnızca bir istatistik değil; adı anılmayan onlarca masumun yarım kalmış hikayesi.
Sevinçten Matem Çıkar mı
Düğün, bayram, asker uğurlaması, spor galibiyeti... Bizim kültürümüzde sevinçle kutlanır. Fakat sevincin simgesi ne yazık ki çoğu zaman silah oluyor. Peki, sevinç neden başkasının acısına dönüşsün Bir gelinin uğurlandığı yerde damadın mezarı kazılıyorsa, buna "gelenek" diyebilir miyiz
Bizim gerçek geleneğimiz yaşatmak üzerine kurulu. "Bir insanı öldüren bütün insanlığı öldürmüş gibidir." inancı bu milletin köklerinde var. "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın." düsturunu hatırlatıyoruz her fırsatta. Ama mermi göğe sıkıldığında, o inanç ve o düstur paramparça oluyor.
Sessizliğin Bedeli
Her defasında "Benim mermim kimseye denk gelmez" diyen bir gaflet var. Ama denk geliyor! Denk gelince çocuklar ölüyor, gençler toprağa düşüyor, analar yetimlerine sarılıyor. Ve biz sustuğumuz sürece, sessiz katil yeni kurbanlarını buluyor.
Komşumuz havaya ateş açtığında, "Aman bana dokunmaz" diye görmezden gelmek; aslında o kurşunun yolunu açmaktır.
Sessizlik suça ortaklıktır.
Çözüm: Çok Boyutlu Mücadele
Eğitim: İlkokuldan itibaren çocuklara "silah=tehlike" bilinci aşılanmalı. Çocuklar için üretilen oyuncaklar bu dikkatle üretilmelidir. Sanal ortamdaki oyunlarda silahlar olmamalı. Hatta ölümü çağrıştıran senaryolara ve öldürmeyi özendiren hiçbir konuya asla yer verilmemelidir.