Ölüm satılıyor, körlük pazarlanıyor!

Türkiye'de sahte içki kabusu yeniden hortladı. Her gün yeni bir ölüm haberi, bir felç vakası, bir körlük trajedisi... Masum gibi sunulan tek bir kadeh, nihayetinde bedeni iflasa sürükleyen bir zehir haline geliyor. Süslü raflarda, cafcaflı ambalajlarla teşhir edilen bu ölümcül içkiler, insanların parasıyla canlarını satın almalarına neden oluyor.

İçkilerin ana bileşeni etanol olmasına rağmen, sahte içkilerde oldukça ucuz ve ölümcül bir alternatif olan metanol kullanılıyor. Metanol, esas itibarıyla sanayide boya incelticisi, cam silecek sıvısı ve benzeri endüstriyel ihtiyaçlar için üretilmiş bir kimyasal. Ancak kaçak üreticiler, birkaç kuruş daha fazla kazanmak uğruna bu ölümcül maddeyi içki niyetine pazarlıyor ve insanları gözlerini kırpmadan toprağa gömüyorlar.

MEVZUAT VAR AMA VİCDAN YOK!

Sahte içkiler, içerdiği metanol nedeniyle ölümcül bir tuzak. Yasal düzenlemeler ve sıkı denetimler olmasına rağmen, vicdan yoksunu sahtekarlar hala bu katliamı sürdürebiliyor. Sahte içki; gözleri kör ediyor, beyin hücrelerini tahrip ediyor, organları iflas ettiriyor, insanları ömür boyu sakat bırakıyor ve nihayetinde öldürüyor.

Peki, bu kabusu nasıl durdurabiliriz

KONTROLLÜ SATIŞ ŞART!

Alkol satışları, özellikle perakende sektörde daha sıkı denetlenmeli.

Sokak aralarındaki bakkallarda, market raflarında, hele hele çocuklara yönelik gıda reyonlarının yanında alkol satışına kesinlikle izin verilmemeli.

Avrupa'daki gibi sadece özel satış noktaları ("Alkol Shop" gibi) oluşturulmalı. Bu noktalar, yalnızca lisanslı ve denetlenen yerler olmalı.

Bu satış yerleri belirli saatler arasında (örneğin 22.00-06.00) kapalı tutulmalı.

Kamera ile izleme zorunluluğu getirilmeli, böylece kaçak satışın önüne geçilmeli.

SATIŞLAR T.C. KİMLİK NUMARASI ÜZERİNDEN TAKİP EDİLMELİ!

Sigara ve alkol satışları, T.C. kimlik numarası karşılığında yapılmalı. Böylece çocuklara (18 yaş altı) bu maddelerin satışı kesin olarak engellenebilir.

Sağlık sorunları yaşayan bireyler, bu kayıtları ileride tazminat davasında delil olarak kullanabilir.

"Kendi rızanla içtin, zarara katlan!" anlayışı terk edilmeli. Alkol ve tütün endüstrisi, zarar gören bireylere karşı yasal sorumluluk almalı.

DÜNYA NASIL MÜCADELE EDİYOR

Singapur ve İsveç, alkol satışını tamamen devlet tekeline aldı, böylece sahtekarlığın önüne geçti.

Kanada, alkol satış noktalarını sınırlandırarak kaçak üretimi azalttı.

Almanya, denetimleri sıkılaştırarak ağır cezalar getirdi.

Fransa ve Japonya, yalnızca belirli bölgelerde kontrollü satışlara izin veriyor.

Biz de benzer bir model oluşturmalı ve bu zehir ticaretiyle mücadelede yeni bir sayfa açmalıyız.

SAHTE OLANI DA, OLMAYANI DA TERK ETMELİ!

Burada asıl mesele, yalnızca sahte içkiler değil. "Güvenli" ya da "temiz" diye pazarlanan içkiler de bedeni tüketiyor, hayatları karartıyor. Gerçek şu ki:

İçki tüketimi arttıkça hırsızlık, gasp, yankesicilik, dolandırıcılık artar.

İçki tüketimi arttıkça kalp-damar hastalıkları, felç, akıl hastalıkları, siroz vakaları artar.

İçki tüketimi arttıkça kadına karşı şiddet ve kadın cinayetleri artar.