Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, İsrail'in kötülükleriyle mücadelenin güçlü bir Türkiye'ye bağlı olduğunu vurguladı ve "Biz nasıl Karabağ'a girdiysek, nasıl Libya'ya girdiysek bunun benzerini aynen onlara da yaparız" şeklindeki kararlı açıklaması tüm dünyada büyük yankı uyandırdı. Bu yürekli çıkışın ardından, İsrail Dışişleri Bakanı Yisrael Katz'ın "Sonu Saddam gibi olur" tehdidi, İsrail'in ne kadar köşeye sıkıştığını ve haklı mücadele karşısında nasıl aciz kaldığını ortaya koymaktadır.
İsrail'in yıllardır Filistin topraklarında uyguladığı zulüm, işgal, soykırım ve sistematik baskılar, dünya vicdanını kanatmaya devam ediyor. Mazlum Filistin halkının topraklarında özgürce yaşama hakkı, insanca yaşama hakkı, barış ve huzur içinde yaşama hakkı, İsrail'in şiddet politikalarıyla gasp edilmektedir. Türkiye ise tarih boyunca her daim mazlumun yanında yer almış, adaletin ve hakkın savunucusu olmuştur. Cumhurbaşkanımızın bu açıklaması, Türkiye'nin misyonunu bir kez daha teyit etmektedir.
İsrail Dışişleri Bakanı'nın tehdidi, aslında kendilerinin ne kadar çaresiz ve korkak olduğunu göstermektedir. Türkiye'nin güçlü liderliği, mazlumların yanında yer alma kararlılığı ve bölgesel güç olma iradesi, İsrail'in kabusu haline gelmiştir. Yıllardır süren zulüm düzeninin sona erme ihtimali, İsrail'in tüm hesaplarını altüst etmektedir. Ancak bilmelidirler ki, Türkiye, adaletin ve hakkın savunucusu olarak, zulümle mücadele etmekten geri durmayacaktır.
"Sonu Saddam gibi olur" tehdidi, tarihin acımasız ironilerinden biridir. Saddam Hüseyin rejimiyle Filistin halkının haklı mücadelesini aynı kefeye koymak, tam anlamıyla bir akıl tutulmasıdır. Katz'ın bu tehdidi, kendi vicdanlarının ne kadar kirli ve çürümüş olduğunu ortaya koymaktadır.
Artık eski Türkiye yok. Yeni Türkiye, bölgesinde ve dünyada söz sahibi, güçlü ve kararlı bir aktör olarak mazlumların umudu, zalimlerin korkulu rüyasıdır. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, halkının sevgisini ve desteğini almış, demokratik yollardan seçilmiş bir liderdir. Erdoğan, zalime karşı dimdik duran, mazlumun yanında saf tutan bir devlet adamıdır.
Türkiye, Karabağ'da, Libya'da olduğu gibi, haklı mücadelesinde her zaman kararlılıkla yoluna devam edecektir. Cumhurbaşkanımızın "Nasıl Karabağ'a, Libya'ya gittiysek oraya da gideriz" sözü, Türkiye'nin mazlumların yanında yer alma iradesinin en net ifadesidir. Güçlü Türkiye, zalimin korkulu rüyası, mazlumun umudu olmaya devam edecektir. İsrail, bu tehditlerle Türkiye'yi korkutamayacağını bilmelidir. Türkiye, adaletin, hakkın ve insanlığın savunucusu olarak, her zaman zulmün karşısında, mazlumun yanında yer alacaktır.
Batı dünyası da şunu iyi bilmelidir ki, Türkiye'nin kararlı duruşu ve adalet mücadelesi, sadece İsrail'e değil, tüm zalimlere ve haksızlıklara karşı bir uyarıdır. Türkiye, kendi çıkarları ve değerleri doğrultusunda hareket eden, bağımsız ve güçlü bir ülkedir. Bu yeni Türkiye, Batı'nın geçmişteki sömürgeci ve baskıcı politikalarına boyun eğmeyen, haklı mücadelesinde geri adım atmayan bir iradeye sahiptir.
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın sözleri bu duruşun en güçlü ifadesidir:
"Ne söylüyorsak bölgemizde kanın ve gözyaşının durması için söylüyoruz. Daha önce defalarca ifade ettim. Biz İstiklal Marşı bile 'korkma' diyerek başlayan bir milletiz. Klavye soytarılarının hadsiz mesajları bizi korkutmaz, bizi ürkütmez, bizi sindirmez, inandığımız yolda yürümekten bizi asla vazgeçirmez. İstedikleri kadar çirkinleşsinler, istedikleri kadar çukurlaşsınlar, Tayyip Erdoğan'ın ne kavline ne kalbine zincir vurabilirler. Tayyip Erdoğan'ın hakkı ve hakikati haykırmasına engel olamazlar. Biz kimsenin tehditlerine boyun eğmeyiz. Kimsenin zorbalıklarına eyvallah etmeyiz. Eli kanlı canilerin provokasyonlarına da gelmeyiz. Şunu herkes çok iyi bilsin ve idrak etsin. Biz bu yola kefenimizi giyerek çıktık."
İsrail'in bu tehditlerine karşı, tüm dünya mazlumlarının yanında olmalıyız. Filistin halkının haklı mücadelesine destek olmalı, İsrail'in zulmüne karşı durmalıyız. Türkiye'nin bu kararlı duruşunu, hep birlikte desteklemeli ve adaletin yerini bulması için mücadele etmeliyiz. Çünkü biliyoruz ki, zalimlerin tehdidi, haklıların kararlılığı karşısında eriyip gidecektir. Türkiye'nin güçlü liderliği ve kararlılığı, mazlumların umudu olmaya devam edecek, zalimlerin düzeni ise er geç yıkılacaktır.