Duman altı göz yumma seansları

Sigara... Küçücük bir izmarit ama ardında bıraktığı hasar dağlar kadar büyük. Türkiye'de sigara içme oranı 32.1: Yani neredeyse üç kişiden biri sigarayla iç içe. Oysa sigaranın sağlığa, ekonomiye ve çevreye verdiği zararın boyutları apaçık ortada. Akciğer kanserinden kalp rahatsızlıklarına kadar uzanan ölümcül hastalıkların baş aktörü olan sigara, ikinci el dumanıyla da etrafındaki insanları tehdit ediyor. Pasif içicilik nedeniyle her yıl binlerce insan, hiç sigara içmediği halde bu küçük çubuğun zehrinden hayatını kaybediyor.

Sigara yüzünden yitip giden canların yanında maliyeti de cabası. Türkiye'de sigara kullanımının neden olduğu sağlık harcamaları yılda milyarlarca liralık bir yük oluşturuyor. Üretkenlik kaybı, erken ölümler ve iş gücü eksikliği, ekonomiye vurulan diğer darbeler. Sigara tüketimi, bireysel bütçeden ülke ekonomisine kadar geniş bir yelpazede tahribata yol açıyor.

Bu zararlı alışkanlığın çevresel boyutu ise bir felaket. Yılda milyarlarca sigara izmariti, toprağı ve suyu kirletiyor. Bu izmaritler doğada uzun yıllar boyu yok olmuyor ve orman yangınlarının başlıca sebepleri arasında yer alıyor. Türkiye'nin dört bir yanında dikkatsizce atılan izmaritlerin neden olduğu yangınlar binlerce dönüm ormanı ve sayısız canlıyı yok ediyor.

YASALAR VAR AMA KİM, NE KADAR UYGULUYOR

Sigarayla ve diğer tütün ürünleriyle mücadelede dünyaya örnek teşkil edebilecek yasal düzenlemeler ülkemizde mevcuttur. Bunlardan ilk akla gelenler; kapalı alan yasakları, tek tip paket uygulaması, reklam yasakları... Her şey kağıt üzerinde tam gibi görünüyor. Ancak uygulamada karşılaşılan manzara başka. Öyle ki, TBMM'nin bizzat çıkardığı yasalar en çok TBMM'nin içinde ihlal ediliyor. Hani "Aynası iştir kişinin, lafa bakılmaz" derler ya, maalesef ki yasayı uygulaması gereken adliyelerde, karakollarda, hatta birçok diğer kamu binasında sigara dumanı eksik olmuyor.

Kapalı alan yasağı kafe ve restoranlarda da çoğu zaman göz ardı ediliyor. Mevcut yasaları uygulamakla görevli olan yetkililer, yasa ihlallerine göz yumarak bu düzenlemelerin kağıt üzerinde kalmasına ve hayata geçmesine engel oluyor. Kanunları uygulaması gerekenlerin bile yasağı delmesi, toplumda sigara yasaklarına karşı ciddi bir güven erozyonuna neden oluyor.

DÜNYADAN BAŞARILI ÖRNEKLER

Sigara içme oranını en düşük seviyelere indiren ülkelerden ilham almak şart. Örneğin, Singapur'da sigara içmek sadece belirli alanlarla sınırlı. Yasağa uymayanlar ağır cezalarla karşılaşıyor ve sigara, toplumsal bir disiplin meselesi olarak ele alınıyor. Eğitim, denetim ve katı yaptırımlar bir araya gelince, sigara kullanım oranları hızla düşüyor.

Japonya ise hem sigara fiyatlarını artırarak hem de geniş çaplı sigara karşıtı programlarla bu alanda başarı elde etmiş bir başka ülke. Özellikle tütün vergilerinin yüksek tutulması, sigara kullanımını ekonomik açıdan caydırıcı hale getiriyor. Ayrıca, toplanan vergiler halk sağlığını geliştirecek projelerde kullanılıyor.

TÜRKİYE İÇİN ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

Sigara kullanımını azaltmak için denetimleri sıklaştırmak şart. Özellikle kamu binalarındaki yasa ihlalleri sona erdirilmeli; TBMM gibi kurumlar topluma örnek olmalı. Denetim mekanizmaları güçlendirilerek, göz yummalar tamamen ortadan kaldırılmalı.

Ekonomik tedbirler de bu mücadelenin bir parçası olmalı. Vergi artışlarıyla sigara fiyatları yükseltilmeli ancak bu önlemler, kaçak sigara ticaretini artırmaması için sıkı gümrük denetimleriyle desteklenmeli.

Eğitim programları ve farkındalık kampanyaları, gençleri sigara bağımlılığından korumak için hayati öneme sahip. Sigara içmenin sadece sağlıksız değil, aynı zamanda "moda dışı" bir tercih olduğu bilinci oluşturulmalı. Gençlere yönelik projelerde spor ve sağlıklı yaşam teşvik edilerek, sigaradan uzak durmaları sağlanmalı.