Türkiye, son yirmi yılda savunma sanayiinden ekonomiye, sağlıktan enerjiye uzanan geniş bir cephede zincirlerini kırarak adeta yeni bir bağımsızlık destanı yazıyor; "imkansız" denilen projeler bugün dünyanın konuştuğu zaferlere dönüşüyor.
Bu destanın öncü isimlerinden biri, göklerdeki başarılarıyla küresel dengeleri sarsan Selçuk Bayraktar. O artık sadece göklerin değil, bilgi çağının da liderlerinden biri olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Çünkü bugünün savaşları tanklarla, toplarla değil; veriyle, algoritmayla, bilgiyle kazanılıyor.
Bayraktar, "dijital egemenlik" dediğimiz yeni savaş alanına adım atarak "NeXT Sosyal" adını verdiği sosyal medya platformunu duyurdu. Bu hamle, ilk bakışta yeni bir sosyal ağ girişimi gibi görünebilir. Oysa bu, dijital dünyanın göklerinde uçacak bir "Dijital İHA"'nın havalanması demektir. Savunma sanayiinde elde edilen başarı, dijital dünyada da yakalanmak zorundadır.
Artık hiçbir ülkenin güvenliği sadece sınır karakollarıyla ya da hava sahası savunmasıyla sağlanamaz. Bilgi çağında cephe hattı cebinizdeki telefon, masanızdaki bilgisayardır. İran-İsrail savaşında yaşananlar bunun en çarpıcı örneklerinden biridir. İranlı generallerin, üst düzey komutanların, Hamas liderlerinin birer birer "nokta operasyonlarla" hedef alınması tesadüf müydü Elbette hayır. Bu operasyonlar çoğu kez sosyal medya, anlık mesajlaşma uygulamaları ve bulut servisleri gibi görünürde "zararsız" platformlardan sızdırılan bilgilerle gerçekleştirildi.
İsrail ve ABD istihbaratının Facebook'tan WhatsApp'a, Telegram'dan Twitter'a kadar küresel sosyal medya ağlarının merkezlerine, veri akışına, algoritmalarına erişebildiğini herkes biliyor. Bu platformlar yalnızca "sosyal" değil; küresel gözetleme sisteminin birer parçası haline gelmiş durumda. Bugün İsmail Heniyye'nin, Kudüs Tugayları liderlerinin, İranlı komutanların "nerede, kimin yanında" oldukları bu sistemler üzerinden tespit edilip füzelerle vuruldu. Savaşın yeni cephesi tam olarak burasıdır.
NeXT Sosyal'in önemi burada ortaya çıkıyor. Bu sadece bir sosyal medya girişimi değil; milli güvenlik hamlesidir. Türkiye'nin kendi sosyal medya platformuna sahip olması, milyonlarca vatandaşının kişisel verisini, iletişim trafiğini ve en önemlisi "düşünce alanını" kendi kontrolünde tutması demektir. Ancak bu adım bir başlangıç olmalıdır. WhatsApp, Telegram, Signal gibi uygulamaların alternatifi olacak yerli, güvenli, uçtan uca şifrelemeli mesajlaşma platformları hayati bir ihtiyaçtır. Türkiye, Aselsan'ın şifreleme teknolojilerinden ve TÜBİTAK'ın kripto yazılımlarından güç alarak kendi "milli mesajlaşma ekosistemini" kurmalıdır.
Aynı şekilde arama motoru alanında da milli çözümler geliştirilmelidir. Google'ın algoritmaları yalnızca ticari bir sistem değil; bilgi akışını yöneten stratejik bir araçtır. Yerli bir arama motoru olmadan bilgi güvenliğinden söz etmek mümkün değildir.
Selçuk Bayraktar'ın NeXT Sosyal girişimi, Türkiye'nin dijital bağımsızlık yolculuğunun ilk işareti olabilir. Savunma sanayiinde SİHA'lar, İHA'lar nasıl "oyun değiştirici" olduysa; sosyal medya, mesajlaşma ve arama motoru gibi alanlarda da yerli hamleler aynı etkiyi yaratabilir. Hatırlayalım: Savunma sanayiindeki hamlelere yıllarca "ABD izin vermez", "teknoloji transferi olmaz", "biz yapamayız" denilerek ket vuruldu. Aynı zihniyet bugün dijital dünyada da var. Ancak bu alanlarda da engelleri aşmanın yolu, kararlı ve vizyoner bir iradeden geçer.