Bir sahne hayal edin: Müzikten çok çıplaklık, sanattan çok erotik figürler konuşuluyor. O ışıkların altında gençlere "özgürlük" diye sunulan şey, aslında toplumsal çöküşün habercisi. Peki biz bunun farkında mıyız Bugün tartıştığımız mesele, yalnızca bir müzik grubunun sahne kostümü değil; rol model diye sunulan teşhirci kıyafetler ve erotizmi kutsayan danslarla geleceğimizin dinamitlenmesidir.
Birçok kişi bu görüntülerin sadece "sahneye münhasır" olduğunu düşünebilir. Oysa yanılıyorlar. Sahnede alkışlanan her teşhir, okul bahçesine, sosyal medyaya, aile sofralarına sızıyor. Liselerde ve üniversitelerde çoktan kanıksandı; artık bazı ilköğretim ve hatta anaokulu etkinliklerinde bile çocukların yetişkinlerin ahlaksız figürlerini taklit ettiği görülüyor. Milli günlerimiz bile "şov" adı altında yozlaşmanın dekoruna çevrilmekte. Acı olan şu: Batı bu yolu yüzyılda kat etti, biz ise birkaç on yılda aynı noktaya hızla sürükleniyoruz.
Bugün "sanat" diye pazarlanan şovların arkasında milyarlarca dolarlık bir endüstri var. Moda, reklam ve dijital platformlar el ele vermiş, gençlere tek bir mesajı dayatıyor: "Soyun, sergile, arzunu sat." Bu yeni çağın modern kölelik biçimidir. Batı'da bu süreç aileyi çökertti, gençliği tüketim nesnesine indirdi, ahlaksızlığı dev bir endüstri haline getirdi. Biz ise aynı süreci tehlikeli bir hızla içselleştiriyoruz.
Batı'nın tablosu ortada: doğum oranları düşmüş, aile kurumu parçalanmış, çocuklar şiddet ve istismarın mağduru olmuş. Bizim hala nüfus tartışmalarımız sürerken, ekranlardan pompalanan teşhir kültürü gençliği aile kurmaktan soğutuyor. Onların yüzyıllar içinde yaşadığı yıkımı biz birkaç on yılda yaşıyoruz.
Medya ise bu yozlaşmanın reklam ajansı gibi çalışıyor. Çıplaklığı "cesaret", müstehcenliği "özgürlük" diye manşetlere taşıyor. Kadın derneklerinin bir kısmı ise ideolojik körlükle, kadının onuruna sahip çıkmak yerine bu süreci alkışlıyor. Oysa bu sessizlik, çöküşe ortak olmaktır.
Batı'nın yaşadığı yıkım bize açık bir ders niteliğinde: Onlar teşhir kültürünü normalleştirip bedelini ödediler. Biz aynı yanlışın tekrarını yaşamamak için somut adımlar atmalı, gecikmeden çözüm yollarına yönelmeliyiz.
ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
* Okullarda kılık kıyafet yönetmeliği yeniden düzenlenmelidir. Serbestlik adı altında ahlaka aykırı yarışa izin verilmemelidir. Öğretmenlerin öğrenciler için rol-model olduğu unutulmamalıdır. İngiltere'de yüzyıllardır uygulanan okul üniforması geleneği, ABD'de "dress code" kuralları ve Fransa'nın crop-top gibi teşhirci kıyafetlere sınırlamalar getirmesi; kıyafet disiplininin eğitimin ciddiyetini korumadaki rolünü açıkça göstermektedir.
* Okullardaki aktiviteler ve törenler sıkı takip edilmelidir. Mezuniyet, gösteri veya yıl sonu etkinliklerinde çocukların yetişkinlerin teşhirci figürlerini taklit etmesine müsaade edilmemelidir. Batı'da kötü örnekler olsa da, iyi refleksler de vardır: İngiltere'de yıl sonu gösterileri için hazırlanan rehberlerle yaşa uygun olmayan figürler yasaklanmakta, ABD'nin bazı eyaletlerinde "age-appropriate performance" ilkesiyle törenler denetlenmekte, Almanya'da ise pedagojik amaç dışında kalan figürlere kesinlikle izin verilmemektedir.