Sigara, dudaktan yükselen bir duman değil; ömrümüzün içten içe tükenen alevi, hayallerimize çizdiğimiz kara lekedir. Her nefeste, ciğerlerimize değil, umutlarımıza zarar veririz. Bugün yakılan bir sigara, yarın küle dönecek bir geleceğin habercisidir.
Vazgeçmek mümkün. Bunun için pek çok umut var. Hazine ve Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek'in Aralık ayında yaptığı açıklama, dumanı aralayıp geleceğe açılan bir kapıyı işaret ediyor:
"Bir yıl sigara içmeyip, bu parayı birikim olarak değerlendirirseniz, Halkbank'ta beş yıllığına yatırdığınızda bugünkü getirilerle 147 bin lira elde edersiniz."
Bu söz, sadece bir tavsiye değil; yitip giden yıllara tutulmuş bir aynadır. Kaybedilen sağlığın, harcanan servetin ve boşa geçen zamanın bir yansımasıdır. Ancak o aynanın bir köşesinde hala bir ışık yanıyor.
SANKİ YEDİM'DEN SANKİ İÇTİM'E
Bir Osmanlı esnafı, canı tatlı çektiğinde "Sanki yedim" der, parasını bir kenara koyardı. Yıllar içinde biriktirdiği bu parayla İstanbul Fatih'te bir cami inşa ettirdi. Bir tatlıdan vazgeçip bir abide inşa etmek...
Milletvekilliğim döneminde bu hikayeden ilham alarak "Sanki İçtim" adında bir proje tasarladım. Sigarayı bırakanlardan kurayla belirlenecek kişileri TOKİ desteğiyle konut sahibi yapmayı planladık. Dönemin TOKİ Başkanı, şimdiki Fatih Belediye Başkanı Mehmet Ergün Turan'la bu projeyi çalıştık, ancak neticelendiremedik.
Sigara içenlerin, bir paket sigaradan vazgeçerek geleceğe bir tuğla koymalarını istedik. O tuğla belki bir ev, belki bir çocuğun eğitimi, belki de emeklilik planı olacaktı.
HER PAKET SİGARA, KAYBOLAN BİR GELECEK
Bugün bir paket sigara 75 lira civarında. Günde bir paket içen birinin aylık sigara masrafı 2.250 lira, yıllık ise 27 bin lirayı buluyor. Bu parayla bir arsanın taksiti ödenebilir, bir eğitim fonunun temeli atılabilir.
Bir yıl boyunca sigaraya harcanmayan para, beş yılın sonunda 147 bin liraya dönüşüyor. Bu sadece bir ekonomi verisi değil; insanın kendi kaderini elleriyle nasıl şekillendirebileceğinin somut bir kanıtı.
Bu bir feragat değil, kazançtır.
Bu bir kaybediş değil, diriliştir.
BESİM ÖMER AKALIN'DAN İBRETLİK BİR DERS
Sigara bırakmanın bir irade meselesi olduğunu anlamak için modern bilime ya da uzun soluklu araştırmalara gerek yok. Bundan yüz yılı aşkın bir süre önce, dönemin İstanbul Darülfünun Emini (Rektör) ve 5. ve 6. Dönem Bilecik Milletvekili Prof. Dr. Besim Ömer Akalın, tütünle mücadelede insanın içindeki gücün farkına varması gerektiğini şöyle anlatır:
"İrade, arzu muvaffakiyetin bir büyük alametidir. İnsan neyi arzu eder de muvaffak olamaz
Havaya çıkmak, kuş gibi uçmak ister, muvaffak olur. Karıncalar gibi yerleri oymak hevesine düşer, muvaffak olur. Dağlar devirmeğe niyet, sahraları denize dönüştürmek ve hatta kilometrelerce uzak yerlere sevk etmeyi meram eder ve muvaffak da olur. El-hasıl en müthişi kendini öldürmeyi, intiharı gözüne alır ve nihayet yapar. Tütün ile sûikastta bulunduğu gibi.
Böyle olduğu halde tütünün büsbütün terkine meram etsin de ne için muvaffak olmasın"
(Osmanlı Türkçesi ile: Besim Ömer, Mükeyyifat ve Müskirattan TÜTÜN, s:96, Osmanlı Kütüphanesi, İstanbul 1304;
Günümüz Türkçesi ile: Hazırlayan Cevdet Erdöl, Sağlık Bilimleri Üniversitesi Yayınları s:196, İstanbul 2022)
Besim Ömer Akalın'ın bu sözleri, iradenin sınır tanımadığını ve insanın kendi hayatında devrim yapacak kudrete sahip olduğunu gözler önüne seriyor. Kuş gibi uçmayı, dağları delmeyi, denizleri aşmayı başaran insanın, sigarayı bırakmak gibi basit bir zaferi kazanamayacağını düşünmek mümkün mü
Bu satırlar, sigarayı bırakmanın zorluğuna bahane arayanlara güçlü bir cevap niteliğinde. Çünkü bir alışkanlıktan kurtulmak, insanın kendisine açtığı bir savaş değil, bilakis kendi hayatını kurtarmaya uzattığı bir dost eli olabilir. Akalın, tütünün aslında insanın kendi kendisine yönelttiği bir suikast olduğunu vurgularken, bu kötü alışkanlığı terk etmenin insanın kendisine yapabileceği en büyük iyilik olduğunu hatırlatıyor.