Gece yarısı... Kartalkaya'da, kış turizminin gözde merkezlerinden biri olan Grand Kartal Otel'de sıradan bir gece. Kimileri günün yorgunluğunu atmak için odalarına çekilmiş, kimileri ise ertesi günün heyecanını planlıyordu. Ancak o sessiz gece, bir anda alevlerin ve dumanın sardığı bir trajediye dönüştü. Otelde yükselen çığlıklar karanlığı deldi, alevler hızla yayıldı, korku ve çaresizlik otelin her köşesine sinmişti. Bir tatil anısı olarak başlayan gece, hayatların küle döndüğü bir kabusa dönüştü.
Grand Kartal Otel'de yaşanan bu yangın, hepimizin yüreğini burkan bir felakete dönüştü. Hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, yaslı ailelerine sabır, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Ancak böyle bir olay yalnızca taziye ile geçiştirilemeyecek kadar ağır bir ihmaller zincirini ortaya koymaktadır. Yangın, yalnızca bir felaket değil, göz ardı edilen önlemlerin ve kağıt üzerinde kalan mevzuatın trajik sonucudur. İnsan hayatını öncelemeyen bu yaklaşımı artık geride bırakmak zorundayız.
İNSANLIK ADINA KAHRAMANCA BİR MÜCADELE
Bu yangında hayatını kaybedenler arasında tıp fakültesi öğrencisi Yiğit Gençbay ve makine mühendisi Alp Mercan, trajediyi daha da derinleştiren iki kahraman olarak hafızalarda yer etti. Yangından sağ olarak kurtulmalarına ve otelden çıkmalarına rağmen, içeride mahsur kalanlara yardım edebilmek için geri döndüler. Ancak alevlerin arasında kalarak hayatlarını kaybettiler. Bu fedakarlık, insanlık adına bir ders niteliğindedir. Yiğit ve Alp'in bu özverisi, yalnızca bir trajediyi değil, cesaret ve vicdanın gücünü de simgeliyor. Onların anısı, bu tür ihmallerin bir daha yaşanmaması için mücadelemize ilham olmalıdır.
YANGINLAR VE İHMALLER: BİLE BİLE GELİYORUM DİYEN FELAKET
Hiçbir yangın ansızın çıkmaz. Hele ki toplu kullanım alanlarında... Yangınlar, alınmayan önlemlerin, göz ardı edilen risklerin ve yetersiz denetimlerin kaçınılmaz sonucudur. Grand Kartal Otel'deki yangın da bu ihmaller zincirinin acı bir tezahürüdür. Bu felaketin ardından şu soruların yanıtlanması şarttır:
Yangın merdivenleri kullanıma hazır ve erişilebilir miydi
Otelde kullanılan malzemeler yangına dayanıklı mıydı
Yangın alarm sistemi ve söndürme cihazları aktif ve bakımlı mıydı
Çalışanlar yangın durumunda nasıl hareket etmeleri gerektiği konusunda eğitim almış mıydı
Otomatik bir yangın söndürme sistemi var mıydı
Bu sorular, yalnızca bu trajedinin değil, ülkemizdeki pek çok yapıda var olan risklerin de ortaya çıkarılması için kritik önemdedir. Mevzuattaki düzenlemeler, uygulamada kağıt üzerinde kaldığı sürece toplum tehlike altında olmaya devam edecektir.
İHMALLERİN BEDELİ: HAYATLARIMIZ
Grand Kartal Otel'de kaybettiğimiz her can, önlenebilir bir felaketin kurbanıdır. Eğer otelde gerekli önlemler alınmış olsaydı, bu acı tablo belki hiç yaşanmayacaktı. Cumhurbaşkanımızın da belirttiği gibi, ihmali olan herkesin adalet önünde hesap vermesi ve en ağır cezalarla karşılaşması, yalnızca hukuki bir gereklilik değil, aynı zamanda vicdani bir sorumluluktur. Bu tür olayların bir daha yaşanmaması için caydırıcı bir örnek oluşturmak zorundayız. Aksi takdirde, bu yangın yalnızca bir haber arşivine gömülen bir trajedi olarak kalacaktır.
ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLER
Yangınların büyük çoğunluğu, mevzuat hükümlerinin doğru uygulanmasıyla önlenebilir. Ancak bu kuralların uygulamada kağıt üzerinde kalması faciaları kaçınılmaz hale getirmektedir. Benzer trajedilerin bir daha yaşanmaması için şu önlemler fiilen hayata geçirilmelidir:
1. Denetimlerin Fiili Hale Getirilmesi: Yangın güvenliği denetimleri yalnızca raporlama amacı taşımamalı; eksiklikler giderilmeden binaların kullanıma açılmasına izin verilmemelidir.
2. Yangın Söndürme Sistemlerinin Aktif Olması: Alarm ve söndürme cihazlarının düzenli bakımının yapılması, işlevselliğinin kontrol edilmesi zorunlu hale getirilmelidir.
3. İmar Planlarına ve Erişim Yollarına Dikkat Edilmesi: Bolu'daki yangında, otelin arka tarafında erişim yolu olmaması müdahaleyi zorlaştırmıştır. İmar planları, bu tür kritik detayları göz önünde bulunduracak şekilde hazırlanmalı; müdahale yolları kapatılmamalıdır.