Müminin ağzına beddua yakışmaz

"Bir müminin dua ederken, 'Allah'ım benim büyük küçük bütün günahlarımın hepsini affet. Günahları terk edip senin rızanı kazanmak için bana güç kuvvet ver ve akıbetimi hayreyle' demesi yeterlidir" diye buyuruyor Resulü Müctebâ Efendimiz. Hadis-i şerifte geçen duanın kısa halini söylemek gerekirse, "Allah'ım beni affet, bana merhamet et ve cennetine beni dâhil eyle." Hayatımızda örnek almamız gerek, rehberimiz Hz. Muhammed Mustafa Efendimiz bize dua konusunda bu tavsiyeyi yapıyor. Gayet kısa ve öz. İşte bu kısa dua, dua edip Allah'tan istemek isteyen kişi için yeterlidir. Uzun uzun duaları ezberlemeye gerek yok, bu dua bizim için büyük bir kolaylık ve fırsat. Dua etmek çok güzel ve fırsatımız varken elimizden geldiğince Allah'a dua etmemiz gerek. Biz istediğimiz kadar çalışalım, tedbir alalım ama takdir Allah'ın elinde, o yüzden dua edip her şeye gücü yetenden istememiz gerek. Dua etmek ciddi bir hassasiyettir ve önemli bir konudur. Ecdadımızda da bu hassasiyet vardı. Bunu tarihe bakınca anlamak da çok kolay. Çünkü onlar Allah'tan istemişler, Allah da onlara zaferler, fetihler vermiş. Biz de Peygamber Efendimiz başta olmak üzere, geçmişlerimize ve ecdadımıza yakışır nesiller olmak için dua geleneğine sahip çıkmamız lazım. Bizim milletimiz her şeyi Allah'tan bekleyip, yine Allah'a sığınmıştır. Biz de onlar gibi olalım ve sakın tersini yapmayalım. Nedir tersi Beddua etmek. Mümin bedduacı olmaz. Müminin ağzına beddua yakışmaz. Hele ki ufak tefek şeyler için ağzımızdan beddua, lanet, bela çıkmasın. Anne-babalar gibi bazı kimselerin ettiği dualar anında arşa gider ve gereği yapılır.

KUR'AN-I KERİM ALLAH KELAMIDIR, DOĞRUDUR VE KESİNDİR

Kur'an-ı Kerim toplam 6 bin küsur ayet-i kerimeden oluşmaktadır. Tabii bazı âlimler de 6 bin 666 ayet-i kerimedir diyorlar. Fakat kimi âlimler Kur'an-ı Kerim'in bazı sure-i celilelerinde geçen "Elif Lam Mim" gibi bölümleri bir ayet olarak kabul ederken, bazı âlimler o bölümleri kendinden sonra gelen ayetin içerisinde kabul ediyorlar. O yüzden Kur'an-ı Kerim'deki ayet sayıları değişiyor, başka bir sebep yok. Bazı kendini bilmezler hadlerini aşarak Kur'an-ı Kerim'e bile dil uzatabiliyorlar. Ama Kur'an-ı Kerim'in iki kapağı arasında olan her şey Allah kelamıdır, doğrudur ve kesindir. Peygamber Efendimiz okuma yazma bilmiyordu. "Ümmi Peygambere tabi olun" ayetiyle Kur'an-ı Kerim'de de buyrulduğu gibi, 'Ümmi Peygamber'dir. Resulullah Efendimize vahiy inince onun çevresindeki vahiy kâtipleri inen ayetleri, düz taşlara, deri parçalarına ve tahta parçalarına Kur'an-ı Kerim'i yazmışlar. Bu yazılan vahiyler, vahiy kâtiplerinin evlerinde muhafaza edilmiş daha sonra Peygamber Efendimiz dar-ı bekaya uğurlanınca toplanmıştır.