Bölgesel savaş riski

İran ile İsrail arasında ilan edilmemiş bir savaş sürüyor. Taraflar birbirlerini roketler ve insansız hava araçlarıyla vuruyorlar. İran İsrail'e saldırdığında, yolladığı silahların 98'i ABD, İngiltere ve Fransa savaş uçakları tarafından daha İsrail hava sahasına girmeden imha edilmişti. İsrail İran'a hipersonik Jerico füzeleriyle saldırdığında ise İran'ın yardımına kimse gelmedi. Uluslararası ilişkiler literatüründe, "savaş benzeri durumyarı savaşQuasi War" olarak adlandırılan bir vaziyetle karşı karşıyayız. Bu artık bir "güç gösterisinin" ötesine geçti. Peki çatışmanın yayılma riski var mı Önümüzdeki tabloyu beş ihtimal üzerinden tahlil etmeye çalışalım.

Düşük ihtimal 1:İsrail ve Batılı müttefiklerinin İran'a karşı geniş çaplı bir harekât başlatması:

Netanyahu'nun İran'ın nükleer programını ileri sürerek son 20 yıldır mütemadiyen istediği şey bu. Gerçekleşme ihtimali ise sıfıra yakın. İran'a bir kara harekâtı mevcut şartlarda zaten yapılamaz. ABD'nin daha güçlü şekilde devreye girmesi için İran'ın bölgedeki Amerikan askerîvarlığını hedef alan saldırılar düzenlemesi gerekir. Suriye veya Körfez ülkelerindeki ABD üslerine herhangi bir İran saldırısı gerçekleştiği takdirde elbette ABD buna karşılık verecektir. Tahran yönetiminin bunu göze alabileceği düşünülemez. Çok zayıf bir ihtimal olsa da Rusya'nın açık destek vermesi, silah ve mühimmat sağlaması durumunda İran ABD'nin canını yakacak işlere kalkışabilir. Bu ise ABD ile Rusya'yı doğrudan karşı karşıya getirir. Böyle bir çatışma, İran ve Körfez ülkeleri arasındaki ilişkilerdeki soğukluğu gidermek için yoğun çaba sarf eden ve bölgedeki ticari varlığına büyük yatırımlar yapan Çin'in de işine gelmez.

Düşük ihtimal 2:İran'ın İsrail'de ağır kayıplara yol açacak topyekûn bir saldırı gerçekleştirmesi:

Tahran'ın İsrail'e karşı daha önce kullanmadığı, savaş uçakları ya da füze savunma sitemleri tarafından durdurulması çok zor. Süpersonik füzelerle saldırması için evvela bu türden ve çalışan silah sistemlerine sahip olması gerekir. Geçit törenlerinde sergilenen füze sistemlerinin -deneme amaçlı olanlar hariç- henüz İran tarafından hiç kullanılmadığını, dolayısıyla ne ölçüde operasyonel olduklarının bilinmediğini akıldan çıkarmamak lazım. Kaldı ki cuma günkü İsrail saldırısının gösterdiği gibi, Tel Aviv'in elinde sesten 5 kat hızlı 1400 km menzilli 400 ila 1300 kilo harp başlığı taşıyabilen füzeler bulunmaktadır. Yani İran'ın herhangi bir Orta Menzilli Füze saldırısına İsrail'in misliyle karşılık vereceği çok açıktır. Böyle bir durumda ABD'nin de -tek başına ya da İngiltere ve Fransa'yla birlikte- İran'ın altyapı tesislerini ve üslerini hedef alan saldırılar düzenlemesi mümkündür. İran'da, 100 mağlubiyetiyle sonuçlanacak böyle bir çatışmadan uzak duracak devlet aklının mevcut olduğu değerlendirilebilir.

Orta ihtimal 1:İran'ın Lübnan ve Suriye'deki vekillerini kullanarak İsrail'e roket saldırıları gerçekleştirmesi:

Alçak irtifa ve yakın mesafeden, güdümsüz roketlerle yapılacak bu saldırıların yoğun olması durumunda Demir Kubbe 7 Ekim'deki gibi delinebilir. Bu durumda İsrail'in Lübnan ve Suriye'deki İran yanlısı silahlı gruplara ait hedeflere olduğu gibi, saldırı emrini veren İran'a da karşılık vermesi söz konusu olabilir. İsrail'in muhtemel karşılıkları arasında Güney Lübnan'a bir kara harekâtı gerçekleştirmek de vardır. 2006 savaşı İsrail'e Hizbullah'la çatışmanın zorluklarını göstermişti. Netanyahu,ağır askerîkayıplara yol açabilecek bu hamleyi yapmak yerine, hava saldırılarıyla karşılık vermeyi tercih edecektir.