Para harcamak biraz zor. Cebinden çıkan her kuruşun ardından iç çekenler var… Oysa para denilen şey, dolaşımda oldukça bereketlenir. Var dersen vardır, yok dersen yok. Harcamayı bilen, bir şekilde kazanmayı da bilir.
Etrafımı acayip incelerim… Cebindeki son kuruşunu sevdiği birine çiçek almak için harcayan adamın yüzünde, milyonerlerde bile zor rastlanan mutluluğu görmüşlüğüm var. Aslında bu tarz harcamalara, para çıkışı olarak değil; sevgi, mutluluk girişi gözüyle bakılmalı. Misafire ikram edilen tatlı, ihtiyaç sahibine verilen destek, kendine alınan çorap… Bunların hiçbiri "para kaybı" değildir; aslında hepsi kazançtır.
Ama tabi ki harcamanın da adabı olmalıdır. Savurganlıkla cömertliği birbirine karıştırmamak lazım. Ama cimrilik en nefret ettiğim! 'Var yemezlik', 'Cebinde akrep var' lık.. Bazı insanlar yıllarca para biriktirir, sonra da "daha zamanı gelmedi" diyerek harcayamaz. Tadını çıkartmak istediğinde enerjisi ve sağlığı kalmamıştır. Halbuki paranın en güzel zamanı, ihtiyacı karşılayacağı o doğru andır.
"Parayı harcayan, kazanmasını da bilir" sözünün sırrı burada. Çünkü harcamak, aslında özgüven meselesidir. Kendi emeğine, çalışkanlığına, yarına olan inancına güvenen insan, parasını gönül rahatlığıyla harcayabilir. (Harcamak garip bir ziyan 'vibe'ı veriyor, 'kullanmak' daha uygun olabilir belki.) Çalışmayı, üretmeyi bilen; nasıl olsa yeniden kazanacaktır. Ama sürekli "kaybederim" korkusuyla yaşayan, hayatı kaçırır. Ve sarmala girer.
Para, cepte veya cüzdanda sadece kâğıttır. Kullandığımızda anıya, sevince, iyiliğe dönüşür. Cebin doluluğunu gönlümüzün bereketine dönüştürebilirsek maddiyata anlam kazandırabiliriz.
Paranız varsa harcayın, güzel şeylere kullanın. Çünkü bazen birine alınan simit, yapılan küçücük bir iyilik ya da kendinize ısmarladığınız bir kahve, dünyanın en değerli yatırımına dönüşebilir. Olmayanı borçlanarak israf edenler veya kendi kazanmadığı parayı hunharca harcayanlar! Bu yazı sizin için değil.
Cimrilik ve cömertlik İslam'da da çok önemli kavramlardır. Kur'an-ı Kerim'de ve hadislerde bu konuya sıkça değinilir.

68