ADAPSIZLIK

Adap, güzel ahlak anlamına gelir. Bir hareketin nasıl yapıldığını ifade eden usul anlamında kullanılır. Kişinin ev ve toplum yaşantısında uyması gereken nezaket kurallarını anlatır. Sofra adabı, konuşma adabı gibi birçok çeşidi vardır. Türk toplumunda nezaket ve görgü kuralları adab-ı muaşeret adıyla bilinir.

Edep; saygı, nezaket, utanma, iyi tutum, incelik, kibarlık, hayranlık ve takdir anlamlarına gelir. Aynı zamanda örf ve âdettir.

Bu konuyu anlatmayı, konuşmayı seviyorum. Çünkü sahip çıkılması, hassasiyet gösterilmesi lazım.

Şahsım adına söylüyorum, bildiğim halde uygulayamıyorum. Akıntıya kapılıyor ve umarsız davranıyorum. Herkes o kadar kaba ki! Niye ben dikkat edeyim Aslında bu durum görecelileşti. Bazıları rol yapıyor, oynuyor. Bazıları edebi içlerinde, kalplerinde yaşıyor. Edep seviyesini sadece kendisi biliyor.

Ahlak da böyle. İnsanın yaratılışına ilişkin bir denge unsuru. İslam literatüründe "hayâ" olarak geçiyor. Utanma duygusunun ötesine taşan, bireyin hem Allah'a hem de topluma karşı saygısından oluşan denetim mekanizması, ahlak olarak tanımlanıyor. "Hayâ imandandır" buyurulmuş. Bu ifadede hayânın yalnızca bir ahlak ilkesi değil, imanın bir tezahürü olduğu vurgulanıyor. Bu kavram, bireyin yalnızca görünüşüyle değil, düşüncesiyle, niyetiyle ve davranışlarıyla sınır bilmesini ifade ediyor. Hem bilinç hali hem de sosyal ilişkilerde düzenleyici bir rol.