Tahrik olmak... Kendine hâkim olamamak...

Trabzonspor-Fenerbahçe maçı... Sahaya giren ilk taraftar Hasan Ç. ifadesinde şunları söylemiş: "Karşı takımın futbolcularının tahrik edici hareketleri nedeniyle bir an kendime hâkim olamadım. Sahanın içine girdim."

Taraftar tahrik olur, kendine hâkim olamaz, karşı tarafa saldırır... Kadın cinayetlerinde erkeklerin savunması konu ne olursa olsun aynıdır: "Tahrik oldum, kendime hâkim olamadım..."

Sokak hayvanlarına yönelik şiddetin de gerekçesi yakındır: "Bir anlık öfkelendim. Kendime hâkim olamadım"

Ya hasta yakınlarının sağlık görevlilerine, doktorlara yönelik şiddeti...

İstediği şarkıyı çalmadığı için müzisyenlerin öldürülmesi...

Peşi sıra gelen cümle de şöyledir: "Özür dilerim hâkim bey (ya da hanım) çok pişmanım..."

Bu ülkenin, bu toplumun önemli sorunu. Hemen tahrik oluyor. Öfkesine ya da nefsine hâkim olamıyor. Bu durum daha önce olmadığı kadar arttı. Neden Hiç düşündünüz mü

İnsan denir mi bunlara Sadece dürtüleri ile hareket edene Cehaletin, eğitimsizliğin rolü büyük. Ama... Evet aması da var.

"Böl ve yönet" üzerine inşa edilen "kutuplaştırma ve öfke siyaseti" ile beslenen sistemin tabanda kimlik bulması olamaz mı Şiddetin sıradanlaştırılması, kabullenilmesi olamaz mı

Büyük Fransız düşünürü ve matematikçisi Blaise Pascal, insanı en iyi tanımlayanlardan biri: "İnsan nasıl bir kâbus: ne kadar değişik ve yeni, ne kadar canavar, ne karmaşık, çelişki ve mucize dolu. Her şeyini bir tartın: Bir solucan, ama gerçeğin de hazinesi, yanlışlık ve kuşkuların lağımı, evrenin şerefi ve pisliği."

Yüzyıllar birbirini kovalıyor ve bu gerçek değişmiyor. İyi ile kötünün sonsuz savaşı...

Savaşın terazisi ise ADALET.

Hukuk rayından çıktığında, hakkını aramada insanın adalete olan güveni sarsıldığında, insanlığın onurunu, adil düzeni korumak için koyulan yasaların "sözde" kaldığı, uygulamada hukukun sadece gücü elinde tutana ve onun ideolojilerine hizmet ettiği ortaya çıktığında çözülme de başlar... O çözülme durdurulamadığında çürümeye gelir sıra, kurumların tek tek çürümesine, yozlaşmasına...