Sihirli değnek yok ki... Uçurum büyük. Uçurum ürkütücü...

Bir tarafta şatafatlı lüks yaşam, dolup taşan eğlence yerleri, restoranlar... Öte tarafta bebeğinin mamasını, bezini bile satın alamayan, yemek yiyemeden sadece su içerek gece yatağa girenler...Ya ortadakiler Yaşam standartlarını çok da dibe vurdurmamak için debelenenler, kendi yağları ile kavrulmaya çalışanlar, belediyelerin ücretsiz kültürel etkinliklerine sarılanlar.. YOZLAŞMA BÜYÜK, YOZLAŞMA ÜRKÜTÜCÜ...Değerler erozyonu toplumun her katmanına sızmış durumda. En alt ve en üst kesim en fazla etkilenirken ortadakiler şaşkına dönüp kendilerini koruma altına almaya çalışıyorlar ama nafile.. Bir doktor anlatıyor; hastanedeki odalarda hemen hemen her televizyon ekranında Müge Anlı'nın programı. Türkiyem kendi içler acısı halini izliyor.. Üzerinde düşünmeden, "Nasıl bu hale geldik" diye asla sorgulamadan... "Saygı"nın yerini "çıkarcılık", "karşısındakini dinlemenin" yerini "kendi sözünü kabul ettirme" alalı çok oldu... Zaten zor şartlarda çalışan doktorlar öldürülüyor bu ülkede; yüksek puanlarla kazanıp, yıllarını vererek tıp eğitimi alan gençler akın halinde göçüp geleceklerini başka ülkelerde arıyorlar.. Ve iktidarın umurunda bile değil. SUSKUNLUK BÜYÜK, SUSKUNLUK ÜRKÜTÜCÜ... Sedat Peker suç örgütü lideri. Bir şekilde sistemin dışına itildiği için konuşup duruyor. Devletin, siyasetin, iş dünyasının içindeki tüm pislikleri tek tek ortaya döküyor. Anlattıklarının her biri deprem niteliğinde... "Deli Çavuş" isimli hesaptan yaptığı paylaşımlarda kimler yok ki... 5'li çete, meşhur gazeteciler, Emniyet mensupları... Önceki gün savcılara seslendi: "Sayın savcılar, beni duyuyor musunuz Şantaj yaptım diyorum, devrin başbakanına yaptım diyorum, Mehmet Cengiz de aracıydı diyorum. Başka ne delile ihtiyacınız var. Söyleyin hemen vereyim" dedi. Ne oldu Koca bir hiç. Ortalığın toz dumana bürünmesi gerek normal şartlarda.. Ama olmuyor, olamıyor.. Hesaplaşma büyük. CEHALET BÜYÜK, CEHALET ÜRKÜTÜCÜ...Sapır sapır dökülüyoruz. Bilgi, içinde bulunduğumuz çağın itici gücü. Dümenine bilimi, bilgiyi, teknolojiyi alan ülkeler alıp başını gidiyor. Türkiye tüm bunları üreten değil, tüketen grupta olduğu içindir ki