Doğru hamle...

AKP iktidarının siyasallaştırdığı yargıyı dozu giderek artan bir baskı aracı gibi kullanması karşısında muhalefet erken seçim kartını gösterdi. Cumhurbaşkanı adayını önseçimle belirleyeceği tarihi ilan etti. Doğru hamle.

Ama asıl önemli olan bundan sonraki süreçte halk kitlelerini arkasına almak için nasıl bir yol izleyeceği Otokratik rejimlerle mücadele etmek kolay değil. Bunu yıllardır yaşıyoruz. Dünyada da otoriter liderliğin revaçta olduğunu biliyoruz. Putin, Erdoğan, Orban, Şi Cinping, Modi ve Trump gibi liderler, farklı sistemlerde yönetseler de ortak stratejiler izliyorlar. Seçimle ya da darbe yoluyla iktidara gelip, demokratik kurumları zayıflatarak veya baskıcı politikalarla halkı kontrol altında tutarak güçlerini pekiştiriyorlar.

Sadece son 3 ayda AKP iktidarının demokratikleşme karşıtı çıkarttığı yasaları şöyle bir hatırlarsak:

- 2022'de yürürlüğe giren Dezenformasyon Yasası, son 3 ayda genişletilerek internet medyası ve sosyal medya üzerindeki baskıyı artırdı.

- Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 217A maddesi, "halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma" suçlamasıyla gazetecilere ve sosyal medya kullanıcılarına cezalar getirdi. Gazeteciler ve bağımsız medya kuruluşları bu yasayla hedef alınmaya devam etti. Halk TV, TELE1 ve Fox TV'ye milyonlarca liralık cezalar kesildi. Sosyal medyada hükümeti eleştiren hesaplar hedef alındı.

- AYM'nin Can Atalay kararı tanınmadı ve Yargıtay ile AYM arasında kriz çıktı. Bunun üzerine iktidar, AYM'nin yetkilerini kısıtlamaya yönelik bir anayasa değişikliği hazırlığına girişti

- Protesto hakkı, valilikler tarafından sık sık yasaklanmaya başladı. "İzinsiz gösteriye katılmak" gibi suçlamalarla yüzlerce kişi gözaltına alındı. Kadın hakları ve çevre aktivistleri, bu süreçten en çok etkilenen gruplardan biri oldu.

- Seçim Kanunu'nda yapılan değişikliklerle, sandık kurulu başkanlarının atanması hükümetin kontrolüne daha fazla geçti.

- Muhalefetin kazandığı belediyelere kayyum atamaları, seçimlerin sonuçlarını fiilen etkisiz hale getirdi.

SEÇİM HÂLÂ ÇÖZÜM MÜ

Türkiye'de demokrasinin gerilediği, hukuk devleti ilkelerinin zayıfladığı ve ifade özgürlüğüne yönelik baskıların arttığı bir dönemde, seçimlerin hâlâ bir çözüm olup olmadığı önemli bir soru. Ortaya atıyoruz çünkü kafalarda olduğunu biliyoruz.

Seçimler, demokratik sistemlerde halkın yönetimi belirlemesi için temel mekanizma. Ancak iyi bildiğimiz üzere otoriterleşen yönetimler için bir meşruiyet aracına dönüşebiliyor.

Türkiye'de de halkın seçimler yoluyla verdiği kararlar birçok yolla etkisiz hale getirildi. Kayyum atamaları, seçim iptalleri, yargı kararlarının tanınmaması, medya baskısı ve seçim yasalarının değiştirilmesi gibi yöntemlerle, halkın demokratik iradesine müdahale edildi ve hâlâ da ediliyor.