Cehaleti 'normal' karşılamaktan vazgeçtiğimizde...

İş, eğitime gelince para yok... Hiçbir zaman olmadı. Bu kafa ile hiç olmayacak... Cumhuriyet'in dünkü haberi: "Milli Eğitim Bakanlığı yıl sonuna kadar 3 bin anaokulu, 40 bin anasınıfı yapıp eskileri de onaracaktı. Ama çıktığı ihalelerden eli boş döndü. 28 ihale açıldı, sadece 2'si sonuçlandı. 26 ihale iptal edildi." Gerekçe, ayrılan bütçenin 3 milyar TL olması ve gelen tekliflerin ayrılan ödeneğin üzerinde olması... Oysa biliyoruz ki otoyol, köprü, viyadük, tünel gibi projelerde, yani betona dökülen paralarda kaynak sonsuz..Ayrılan ödeneklerin 3 misli kadar harcama yapıldığı, buna rağmen projelerin yarım kaldığı ve bitmesi için yeniden ihaleler açıldığı Sayıştay raporlarında mevcut. Çoğu yandaş şirketlere.. Oysa okulöncesi dönem, çocukların zihinsel ve ruhsal gelişimindeki en önemli evre. Okulöncesi eğitimi almayan bir çocuk, zaten eğitimde giderek artan fırsat eşitsizliği çemberinin içine kadar 4-5 yaşında iken girer. Ama kimin umurunda. Kreşler kadınların ekonomiye katılması için yaşamsal. Ama kimin umurunda... Tıpkı üniversitelerin ortaokul düzeyine indirgenmesinin kimsenin umurunda olmaması gibi..Cehaletin bu kadar fazla olduğu ve bunun "normal" karşılandığı bir dönem hiç olmamıştı. Böyle olduğu için ülke olarak yerlerde sürünüyor ve burada cehalete verilen primin rolü asla sorgulanmıyor. Herkese Bilim Teknoloji dergisinin bu haftaki kapak konusu Müslüman ülkelerin bilim ve teknolojideki yeri. Sonuç net ve açık: Dışa bağımlı ve tüketici...BİTMEYEN ORTAÇAĞDünyada 57 Müslüman ülke var. Toplam nüfus 2 milyara yakın. Yani dünya nüfusunun dörtte birine yakın. Ama tek biri dahi gelişmiş ülkeler liginde yer almıyor. Sadece Türkiye, İran, Suudi Arabistan ve Malezya ve Endonezya "gelişmekte olan büyük ekonomiler kategorisinde". Bayram Ali Eşiyok, durumu son derece iyi özetliyor: Bilim üretemiyor; bilim üretemedikleri için yüksek teknoloji ihracatındaki payları da son derece düşük. Oysa Müslüman ülkeler 10 ve 13. yüzyıllar arasında bilim ve teknolojide altın çağı yaşamış, özellikle tıp, tarım, matematik, kimya ve astronomi dallarında önemli gelişmeler sağlamıştı. Bu yüzyıllar arasında Çin ile İslam dünyası arasında bilimsel liderliği ele geçirmede büyük bir rekabet vardı. 13. yüzyıldan sonra altın çağ son buldu ve İslam dünyası hâlâ bitmeyen bir ortaçağ