Buzdağının görünmeyen yüzü
Bu ülkenin devasa ekonomik sorunlarını "asgari ücret" tartışmasına indirgeyip asıl meseleyi masaya yatırmaktan uzaklaşmak artık bildiğimiz, kanıksadığımız bir olgu. Üstelik asgari ücrete yapılan bu zammın en geç Mart 2025'ten itibaren yeniden açlık sınırının altında kalacağı gerçeği de ortada iken.
Buzdağının görünmeyen kısmı ise köklü makroekonomik ve sosyal sorunlar ile kaplı.
Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu'nun Küresel Haklar Endeksi'ne göre Türkiye çalışanların haklarının işverenler ve hükümetlerce ihlal edilmesi ve garanti edilmeme açısından son 10 yıldır sürekli olarak en kötü durumdaki 10 ülke arasında (ITUC 2024).
Yüksek kayıt dışılık, sendikal hakların sürekli tırpanlanması, sık yaşanan iş kazaları, kadınların işgücüne yetersiz katılımı sendikal haklardaki ciddi gerileme gibi daha derin yapısal problemler üzerinde bir gündem maddesi yaratılamıyor. Münferit yaşanan olaylarla kısa bir süre tartışılıyor ve unutulup gidiyor.
Türkiye'nin orta gelir tuzağından çıkabilmesi için, Türkiye'nin yüksek katma değerli üretimini artırması için yapılması gerekenler üzerinde durulmuyor. Anlayacağınız sürüklenip gidiyoruz.
Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) önemli araştırmalar hazırlayıp yayımlıyor. Prof. Dr. Aykut Kibritçioğlu'nun "Hızlanan Enflasyon, Yetersiz Asgari Ücret Zamları, Artan Gelir Eşitsizliği" raporu Eylül 2021-Ocak 2025 dönemini gözler önüne sermesi açısından önemli. Kibritçioğlu'na göre, örneğin asgari ücretlere yapılabilecek bir veya iki seferlik "büyük" zamlar bile, işgücü piyasasındaki sorunların kalıcı biçimde çözülmesinde yeterli olmayacak.
Kibritçioğlu'nun vurgusu önemli: "Türkiye'nin ihtiyacı olan şey, bir 'büyük dönüşüm'dür" diyor ve "Bu dönüşüm politikaları demeti, birbirleriyle uyumlu ve tutarlı olmalı" diye ekliyor. Nedir peki bunlar Refah ve tüketim dönüşümü, enerji dönüşümü, kaynak dönüşümü, mobilite dönüşümü, beslenmegıda dönüşümü, kentleşmede dönüşüm, endüstriyel dönüşüm, eğitim dönüşümü, sağlık dönüşümü, adalet sistemi dönüşümü, istihdam ve sosyal güvenlik dönüşümü, demografik dönüşüm politikaları ve teknolojik dönüşüm... Kibritçioğlu'na göre belki de on yıllarca sürecek bu büyük dönüşüm süreci, içinde özel-kamusal kesimden ilgili uzmanların ve sivil toplum kuruluşlarının yer aldığı bir koordinasyon ve yönetişim birimi ile yürütülmeli.
Biliyoruz her zaman olduğu gibi Türkiye'nin gündemi farklı. Bu büyük dönüşümü konuşacak, tartışacak, kamuoyunun gündemine getirip bir baskı oluşturacak inisiyatifi muhalefet yapabilir. Ama o cephede de pek umut yok ne yazık ki.