Sosyal medya, geleneksel medyadan farklı olarak insanlara kendi medya içeriklerini üretme ve çok geniş kitlelere hızlıca yayma imkânı verdi. Yani Ademoğlunun en önemli zaaflarından olan para kazanma ve şöhret elde etme fırsatı sundu. Bununla birlikte sosyal medya bugün adeta bir değersizleşme ve değersizleştirme zeminine dönüşmüş durumdadır. Hiçbir
"Âdem'den bu deme neslim getirdi Bana türlü türlü meyve yedirdi Her gün beni tepesinde götürdü Benim sâdık yârim kara topraktır..." Aşık Veysel, bu dizeleriyle anlatır toprağa duyduğu vefayı ve sevgiyi. Onun sâdık yâri kara topraktır. Yârenlerine hiç küsmeyen, incitmeyen, terk etmeyen; vefalı ve kara toprak. İlk insan Hz. Âdem topraktan yaratıld
Aramak, insanın değişmez ve evrensel yazgısı. Allah, insanı yaratmış ve onun arayıp bulmasını dilemiştir. Adına dünya dediğimiz bu alemde varoluşumuzla birlikte başlar arayışımız. Arkadaşlarımızı, işimizi, eşimizi, ideallerimizi, yaşamın anlamını ve tüm bunların sahibini yani Yaratıcımızı arayışımız. Yükselen yaşam standartları, konfor ve teknoloj
Bir hakaret ifadesi olarak değil, bilimsel kanıtları olan bir gerçekliği ifade etmek ve artık bir bağımlılık halini almış olan ekran kullanımının çocuklar üzerindeki etkilerine dikkat çekebilmek için bu başlığı kullandım. Çocukların ve ekranların olduğu her evde neredeyse en önemli problemin ekran kullanımı ve buna bağlı olarak ortaya çıkan sorunla
Allah, insanı varlıkların pek çoğundan daha üstün ve yetenekli olarak yaratmıştır. Kâinatın özü insan, insanın özü ise çocuktur. Merhum Sezai Karakoç: "Bir insanı al onu çöz çöz çocuk olsun" der. Bu kadim söz çocukluğun insan yaşamındaki izini ve etkisini ne de güzel anlatır. Çocuklar, çocuklarımız; bakmaya doyamadığımız inci, mercanlarımız. Bin b
"İnsanoğlunun hayatı ve hayatının bitmesi, yaz mevsiminde kar satan adamın hikayesine benzer. Kardan başka satacak bir şeyi olmayan adam, pazarda şöyle bağırıyormuş; "sermayesi erimekte olan bu adama merhamet edin" (Neyrizi'nin Siyasetnamesi). Bu kıssada erimekte olan kar ile insan ömrü anlatılmaktadır. Evet mütemadiyen erimekte; kıyamete ve sonsu
"Kapitalizmin armağanı "eşyalaşma"dır. Eşyalaşma; eserinin insana yabancı hale gelmesidir. "Eşyalaşma"nın hâkim olduğu dünya katı, insan dışı, değerleri ve kişileri yok eden bir dünya." Merhum Cemil Meriç'in "Umrandan Uygarlığa" isimli eserindeki ifadelerinden...Eskimeyen, güncelliğini yitirmeyen ve adeta bugünkü ibretlik halimizi özetleyen sözler.
"Ve dünya bir gözyaşı vadisi, bir vehim, bir rüya..." Dünyayı ne kadar da güzel anlatmış Cemil Meriç. Adeta bir gözyaşı vadisi gibi şu günlerde güzel vatanım. Serazat kahkahalarımız yerini kedere ve gözyaşına bıraktı. Sadece toprağı değil, yüreklerimizi de binlerce parçaya böldü deprem. Can parelerimizi kaybettik, yuvalarımız yıkıldı. Lakin dünyan
"Bize bir insan mektebi lâzım. Bir mektep ki bizi kendi ruhumuza kavuştursun; her hareketimizin ahlâkî değeri olduğunu tanıtsın; her ferdimizi milletimizin tarihi içinde aratsın; vicdanlarımıza her an Allah'ın huzurunda yaşamayı öğretsin..." Türk maarifine bir ömür adamış, milli ve millete ait bir mektep kurma ideali taşımış olan büyük muallim ve
"Bir zamanlar biz de millet, hem nasıl milletmişiz" diyerek başladığı şiirini; "Biz neyiz seyreyle artık bir de fikr et neymişiz" diyerek sürdürür milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy. Gurur ve hüzün duyguları arasında gidip gelen bir vatanseverin ıstırabı sinmiştir dizelerine. Ne acı bir talih ve ne kadar kesif bir savruluş; milletken kitle olmak. Ve
© 2016