"Geldik, çağı gördük ve ürperdik!" Ne kadar güzel ifade etmiş merhum Sezai Karakoç üstadımız. Her gün biraz daha artan bir hayret ve ürpertiyle bakakaldığımız; modern çağı. Belki de en büyük sorunumuz bakakalmak, bunun ötesine geçmemek, söz ile de olsa insanın insana olan zulmüne bir tepki göstermemek. Bize dokunmayan yılan bin yaşasın sözünü bu ka
Uzun ve yorucu bir dönemin daha sonuna geldik. Milyonlarca öğrenci yarın karne alacak. Velilerde ve çocuklarda karneye dair bir merak ve heyecan yok gibi. Çünkü herkes e-okul uygulaması sayesinde karnesindeki notları biliyor zaten. Teknolojinin kolaylıkları ve konforu gibi duyguları ve manaları azaltan bir yanı da var elbet. Her karne aldıklarında
"Bize bir insan mektebi lâzım. Bir mektep ki bizi kendi ruhumuza kavuştursun; her hareketimizin ahlâkî değeri olduğunu tanıtsın; her ferdimizi milletimizin tarihi içinde aratsın; vicdanlarımıza her an Allah'ın huzurunda yaşamayı öğretsin..." Türk maarifine bir ömür adamış, milli ve millete ait bir mektep kurma ideali taşımış olan büyük muallim ve
"Bir zamanlar biz de millet, hem nasıl milletmişiz" diyerek başladığı şiirini; "Biz neyiz seyreyle artık bir de fikr et neymişiz" diyerek sürdürür milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy. Gurur ve hüzün duyguları arasında gidip gelen bir vatanseverin ıstırabı sinmiştir dizelerine. Ne acı bir talih ve ne kadar kesif bir savruluş; milletken kitle olmak. Ve
Modern dünyanın en tesirli silahı; medya. Yaşamı, değerleri, alışkanlıkları ve ilişkileri şekillendiren; hayata yeni boyutlar kazandıran cihanşümul bir araç. Medya, insanlık tarihi boyunca başka hiçbir vasıtanın başaramadığı düzeyde bir yaygın etkiye sahip artık. Medyanın yazılı (basılı), işitsel (radyo), görsel-işitsel (sinema-televizyon) ve yeni
Tüm kavramlardan, denklemlerden ve formüllerden önce, insan olmayı öğret, gül kokan çocuklara. Kır çiçeklerini koparmamayı, karıncayı incitmemeyi anlat Öğretmenim; küçük ve masum yavruma. Başarılı olmanın tek yaşam gayesi olmadığını, sınav sonuçlarının değil şahsiyetin değerli olduğunu anlat Öğretmenim. Kazanmak için her yolun mubah olmadığını ö
Kırılmış, incinmiş, örselenmiş ruhumuz. Bir nesneden diğerine çarpan, mütemadiyen hüsrana uğrayan, yenilgi yenilgi küçülen ruhumuz. Madde ve gösteriş çağında, pasla ve makyajla kaplanan ruhumuz. Hedonizm rüzgarlarının kopardığı ve uzak diyarlara savurduğu; zavallı ruhumuz. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından her yıl yayınlanan "Dünya Ruh Sağlığı
İnsanı diğer canlılardan üstün kılan şey, seçme hürriyetinin ve iradesinin bulunmasıdır. Günlük yaşamımızda, her an bir şeyleri seçer, bazı şeyleri yapmaktan da vazgeçeriz. Her tercih, içerisinde bir vazgeçiş taşır. Peki, yapacağımız ya da yapmaktan vazgeçtiğimiz şeyleri neye göre seçeriz Mesela yapmaktan çekindiğimiz şeylerden vazgeçerken, ilk ba
"Kuşlar uçar, Balıklar yüzer, Çocuklar oynar..." Çocuk merkezli oyun terapisini kuramsallaştıran Garry Landreth, oyunun çocuklar için önemini bu sözlerle anlatır. Kuşlara uçma yeteneği verilmeseydi gökyüzü kuşlar için bir değer taşımazdı. Yüzme yetenekleri olmasaydı deniz balıklar için değersiz olurdu. Oyunlar olmasaydı, çocukluk yılları bu kadar
İnsanın kalbinden ve zihninden söküp çıkarıldığında, onu dünyanın en zalim ve tehlikeli varlığına dönüştüren sözcük, "merhamet". Merhametli insan, merhametli ebeveyn, merhametli öğretmen, merhametli...Yakınlık kuracağımız veya kurduğumuz insanlarda ilk aradığımız kişilik özelliklerinden biri. Bizi çeken ve kendine çağıran, varlığında huzur, yokluğu
© 2016