Okul Yönetme Sosyolojisi
Okulları yönetmek bilgi, deneyim, tecrübe, kültür, iletişim ile ilintili olduğu kadar sosyolojiyi de içine alan bir anlayıştır. Eğitim ekosistemi içerisinde okul yönetmek önemli bir yer kaplar ki bu alan içerisinde sosyolojiyi göz ardı edildiği vakit okulları yönetmek imkansızlaşır. Bu bağlamda okul sosyolojisi içerisine giren her bir paydaşın karşılığı, değeri ve anlamı vardır. Okulu anlamlı kılan da bu paydaşlar arası sosyolojidir.
Öğretmeninden öğrencisine, velisinden kantin çalışanına, temizlik personelinden okul güvenliğini sağlayan personele, okul polisinden okula öğrenci taşıyan servis şoförüne kadar herkes okul sosyolojisi içerisinde yer alır, önemlidir, önemsenmelidir. Bu paydaşlar arasındaki sosyolojiyi yönetecek olan ise okul müdürüdür.
Okulu yönetmeye talip kişiler sahada olması, iyi gözlem yapması ve en önemlisi ise paydaşlarla iletişim halinde olarak sorunların tespiti ve çözümü için işbirliği yapması gerekir. Okul yönetme sosyolojisi bunu gerektirir… Okul yönetimi aldığı kararlara öğretmenleri ortak etmediği, öğrencilerin görüşlerini almadığı, velilerle iş birliği yapmadığı sürece sorunların çözümü zorlaşır. Bu tür okullarda çalışma barışı ve iş ahlakına dair verilen görüntü zayıftır. Karar almak ve uzlaşmak zordur. Genellikle herkes bağımsız ve ayrı hareket eder. Tabiri caiz ise başı buyruk bir tavır sergilenir. Düzensizlik ve kaos hakimdir. Temizlikten güvenliğe, etkinliklerden akademik başarıya, sportif ve kültürel faaliyetlerden sınıf düzenine kadar pek çok konuda bir düzensizlik vardır. Okulu sahiplenen ve düzene koymaya çalışan gönüllü paydaş sayısı ya çok az ya da neredeyse hiç yoktur. Bu tür okullarda yöneticiler de üslup sorunu görülür. Öğretmenlerine üstenci bir dil kullanan, velilere kibirle yaklaşan yöneticilerin bulunduğu okulların sosyolojik alanı içerisinde yer alan paydaşlar isteksizdir, pek çoğu işe gönüllü değillerdir.
Bunun aksine okul yönetme sosyolojisini profesyonel bir şekilde dizayn eden idarecilerin bulunduğu okullarda en çok nezaket, hoşgörü, işbirliği, ortak akıl, birlikte karar alma ve istişare kültürü vardır. Dikey değil, yatay bir iletişim görülür. Okulları yönetmek kolaydır, çünkü sorunların çözümünde herkes gönüllüdür ve işe koşmuştur. Çalışma barışı ve iş ahlakı ön plandadır. Pek çok personel okul sosyolojisi içerisinde daha fazla vakit harcamak daha çok sorumluluk almak için istekli ve gönüllüdür. İletişimde sıklık vardır, herkes herkesle iletişim halindedir; tüm paydaşlar işbirliği ile okulun büyümesi için çalışır. Mesai kavramı gözetilmez. Ast üst vardır ama hissedilmez. Herkes güleryüzlüdür. Okullar temizliğinden güvenliğine, etkinliklerden akademik başarıya değin pek çok konuda tertip ve düzen gözlemlenir. Okul iklimi geleceğe dair umut verir. Samimiyet ve şeffaflığa dair kimsede kuşku hissedilmez. Kimse ikinci sınıf insan muamelesi görmez; herkes, en az bir diğeri kadar kıymetli ve değerlidir. Sevgi dili hakimdir.
Okulların kaderini belirleyen okul idaresinin okul sosyolojisini yönetmekte ki tutumu, yaptıkları veya yapmaktan imtina ettikleridir. "Her okul müdürü kadardır" sözü boşuna söylenmemiştir. Bir okula bir müdür gelir o okul güllük gülistanlık olur, bir okula bir müdür gelir tüm paydaşların huzuru kaçabilir. Okullarda müdür yardımcıların tutumu, üslubu, davranışları ve yaklaşımı da müdürün duruşuna bağlıdır. Okulları yöneten, lider pozisyonunda olan kişi okul müdürüdür. Bu nedenle okulların geleceğini, öğrencilerin kaderini belirleyecek olan müdürdür. İsterse tek başına kararlar alarak, dayatma ile, despotlukla, zorbalıkla o okulu yaşanılmaz hale getirebilir isterse de tüm paydaşlarla işbirliği içerisinde çalışarak, istişare kültürü ile okulunu bir cennet bahçesine dönüştürebilir. Bu nedenle okul müdürlerin iyi niyetleri, samimiyetleri, dürüstlükleri ve şeffaf olmaları çok önemlidir.