24 Kasım bize ne öğretti

Kendilerini değerli ve özel hissettikleri, önemsendikleri ve aynı zamanda farkındalık oluşturulan, toplumun daha çok sahiplenmesine vesile kılınan, anlam yüklenen ve yüklenen bu anlamların gereği olarak takdir edilen, övülen, alkışlanan, yaptıkları işin fark edildiği, varlıklarına minnettar olunan bir gün olarak kutlanan 24 Kasım Öğretmenler Günü'nü dün itibariyle geride bıraktık.

Dün, öğretmenler için heyecanla beklenilen, anlam yüklü, derinliği olan, çok özel bir gündü. Hafızalarında kalıcı iz bıraktığımız, hayatlarından silmek istemeyecekleri anılar biriktirdikleri bir gün yaşattıysak onlara dünü vicdanımız rahat bir şekilde geride bırakabiliriz.

Bilgileri, bilgelikleri ile yarınlarımızı aydınlatacak olan, kendilerinden çok şey öğrendiğiniz kıymetli öğretmenlerimizi ile ele omuz omuza gönül gönüle vererek yarınları inşa ve ihya etmek üzere, yeri göğü inleterek yarınlara yürüyebiliriz. Yarınlar da yarınları inşa edecek çocuklar da bu vatan da bu vatanın evlatları da bizim. Bu vatanın her bir karışında görev yapan, kutsal bir mesleği icra eden öğretmenler de bizim. Öğretmenler bizim vatanımız, bayrağımız, toprağımız, güneşimiz, suyumuz. Hayat bulduğumuz her yerde onların alın teri, emekleri, izleri var.

Dünümüz ile bugünümüz arasında bir fark var ise bunu hayatımızda iz bırakan kıymetli öğretmenlerimize borçluyuz. 24 Kasım Öğretmenler Günü olduğu kadar bir vefa günü aynı zamanda. Bize öğrettikleri ile, yolumuzu aydınlattıkları ile bir güneş gibi karşımızda duran öğretmenlerimize kıymetli ve değerli olduklarını hatırlamak ve hatırlatmak vefanın gereği. Bu nedenle 24 Kasım'ın bizlere ne kazandırdığını ne öğrettiğini toplum olarak konuşmamız, gerekirse tartışmamız ve ileri ki sürece dair yeni kararlar almamız ve planlar hazırlamamız gerekiyor.

Her şeyden önce toplum olarak şunu kabul etmeliyiz; 24 Kasım'da öğretmenlere verdiğimiz önemi bir yıl boyunca diri tutmalı ve eğitim öğretimin devam ettiği her gün, her an ve hatta her ortamda aynı önemi sürdürmeliyiz. Toplumun inşası ve ihyası yolunda en önemli görevi üstlenen, en kritik anlarda ve en riskli alanlarda sorumluluk almaktan imtina etmeyen bir meslek grubunu yeterli ölçüde önemsemek toplum olarak hepimizin sorumluluğunda. Bu sorumluk neyi gerektiriyor ise yapmak durumundayız.

Dün bir milyondan fazla öğretmenin öğretmenler gününü kutladık. Öğretmenler kendi aralarında da kutlamalar gerçekleştirdiler. Okullar şenlik havasındaydı. Kimi okullarda kahvaltılar organize edildi, kiminde öğretmenler gününe özel mangallar yapıldı, birlikte tiyatroya sinemaya gidilen okullar oldu. Sıla gecesine giden okullar, birlikte yaş pasta kesen öğretmenler oldu. Neredeyse tüm okullarda öğretmenlere verilen kadir kıymet ön plana çıktı. Renkli görüntüler basına yansıdı. Gözyaşı akıtanlar, hüzünlenenler, iyi ki bu mesleği icra ediyorum diye düşünenler oldu. Yorgunluklar unutuldu. Tebessümle doldu simalar. Sinelerde huzur vardı. 24 Kasım Öğretmenler Günü dayanışmanın, birliğin ve beraberliğin sembolü oldu. Kenetlenmenin adına dönüştü. Ortaya çıkan sinerji, motivasyon, dayanışma ruhu pek çok şeyi perçinledi. En önemlisi ise, meslek içi ayrışmanın bir kenara bırakılarak birlik ve beraberliğin, dayanışmanın, kenetlenmenin ne kadar büyük bir güç kaynadığına dönüştüğünü gösterdi. Öğretmenler isterse pek çok şeyi başarabileceklerini 24 Kasım Öğretmenler Günü'ndeki birlik ve dayanışma ruhundan anlaşılabilir. Ne zorluklar ne badireler ne engelleri aşmış nelerle mücadele etmiş bu kutsal mesleğin bayrağı yere düşmeden bu günlere kadar ulaşmıştır. Bu bayrağın tertemiz ve al sancak gibi göklerde dalgalanırcasına yarınlara ulaşmasını sağlayacak olan da yine öğretmenlerdir. Öğretmenler sadece bilginin öğreticisi değil aynı zamanda vatan ve bayrak sevgisini çocuklarımıza aşılayan, onlara rol model olan, yarınları sevdiren, umut ve ışık kaynağı olan kimselerdir.