TBMM başkanı ve 1921 Teşkilat-ı Esasiye Kanunu

Basından aktarıyorum: TBMM Başkanı Kurtulmuş, Meclis'in önündeki ikinci sorumluluğun ise yeni bir anayasa olduğunu anlattı.

"Aynen 1921 Anayasası'nda olduğu gibi Türkiye'nin katılımcı, güçlü bir anayasa yapma imkânı bu Meclis'te vardır" diyen Kurtulmuş, "Şunu söylememiz gerekir: artık kaç kere değiştirilirse değiştirilsin 1980 ve 1960 darbelerinin o karanlık eserlerini bünyesinde taşıyan bu mevcut anayasadan Türkiye'nin sivil siyasetinin kurtulma vakti çoktan gelmiştir" dedi.

Anayasa değişikliğinin Türkiye'nin demokratik standardının yükseltilmesi için bir zorunluluk olduğunu söyleyen Kurtulmuş, "Ümit ediyoruz ki burada yeni dönemde ortaya çıkacak anlayış birliği içerisinde hele hele hiç millete gitmeye hiç gerek kalmadan Meclis'te oluşacak çok büyük bir ittifakla yeni anayasamızı yapmak mümkün olur ve bu şeref de 28'inci dönem milletvekillerinin üzerinde olur" diye konuştu.

1921 yılında Millet Meclisi'nin çıkardığı Teşkilat-ı Esasiye Kanunu üzerine 2007'den bu yana en azından bir düzine yazı yazdım. Sonradan anayasa adını alan bu geçici metin 10, 11 ve 23. maddeleri yüzünden hiç de tekin değildir. Çünkü 11. madde ayrılıkçıların; mevcut anayasanın "Başlangıç Bölümü" ile ilk dört maddesi ve 174. maddesine karşı olan siyasal İslamcıların umut kaynağı olmuştur. Bay Kurtulmuş'un dünyanın en iyi anayasalarından biri sayılan 1961 Anayasası'nı karalamasına göz yumalım ama 1921 ile 2024 yılları arasında geçen 103 yıllık zamanı yaşanmamış saymasına ne demeli Üstelik yapılan yeni anayasanın halkoyuna gitmesi hiç de temenni edilmemekteymiş.

10 Nisan 2024 gününe kadar, 1921 metninin 11. maddesini referans alanlara karşı neredeyse tek başımaydım. Nihayet tarihçi Sinan Meydan o gün Cumhuriyet gazetesinde "1921 Anayasası Tuzağı" başlıklı mükemmel bir yazı yayımladı ve 1921 metninin nasıl ve neden zamanaşımına uğradığını anlaşılacak bir biçimde açıkladı.

Numan Kurtulmuş, Başyücelik rejiminin ıskartaya çıkardığı bir Meclis'in başkanıdır. Bunu içine sindirmektedir. Mevcut yönetim, 1921 döneminin yanında despotizm sayılır ama Bay Kurtulmuş bu duruma ses çıkarmamıştır. Başyücelik rejimi yavaş yavaş kurulurken demokrasiyi ve güçler ayrılığını savunmak aklına gelmemiştir. Başkanlık ettiği Büyük Millet Meclisi artık işlevsizdir, anayasa rafa kaldırılmış, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay ve Sayıştay'ın kapılarına kilit vurulmuştur.

TBMM başkanı, "Meclis'te oluşacak çok büyük bir ittifakla yeni anayasamızı yapmak mümkün olur ve bu şeref de 28'inci dönem milletvekillerinin üzerinde olur" diyor. Yani mevcut anayasayı yürürlükten kaldırarak yeni bir anayasa yapmayı hayal ediyor. Bu nasıl olacak Prof. Dr. Erdoğan Teziç'in Anayasa Hukuku kitabının 20. basımına bir bakalım.

Asli kurucu iktidar, daha önceden konmuş hiçbir hukuk kuralına bağlı ve kayıtlı olmaksızın, bir devleti kuran; ona hukukisiyasi statüsünü kazandıran; anayasayı