Ulusal Kurtuluş Devrimi
Köy kitaplığımdaki raflardan birine rastgele el uzatıp bir kitap aldım. Elime ödül olarak Doğan Avcıoğlu'nun Rejim ve Devrim1 adlı kitabı çıktı. Kitabı açtım, satır altları çizilmiş "Ulusal Kurtuluş Devrimi"2 adlı yazı. 10 Kasım 1970 tarihli Devrim (sayı: 56) adlı dönemin çok önemli dergisinde yayımlanmış. Dergiye abone olduğuma göre 54 yıl önce mutlaka okumuşumdur.
Bu yazıyı, 10 Kasım 2024 günü, bu sütunda yayımlamaya karar verdim. Böylece 1970'te, çok önemli devrimci kalemin yazdığı yazıyı günümüzde değerlendirebilirsiniz ya da tersini yapıp günümüz durum ve koşullarını yazının denektaşında irdeleyebilirsiniz:
Ulusal Kurtuluş Devrimi
Kemalizm, bir "Ulusal Kurtuluş Devrimi"dir.
Bir Ulusal Kurtuluş Devrimi'nin amacı, yalnızca siyasal bağımsızlığı gerçekleştirmek değildir. Tam bağımsızlığa ulaşabilmek için sömürge düzeninin ülkedeki bütün dayanaklarının tasfiyesi ve sağlam bir sanayi temelinin kurulması zorunludur. Bu nedenle Atatürk, askeri zafer kazanılır kazanılmaz tam bağımsızlığı sağlama amacıyla "çağdaş uygarlığa bir an önce ulaşma" direktiflerini vermiş ve ülkede devrimler yoluyla feodal düzenin tasfiyesine yönelmiştir.
Cumhuriyetin, Atatürk'ün damgasını vurduğu ilk on beş yılında büyük işler başarılmıştır. Fakat Kurtuluş Savaşı'mızın özel tarihsel koşulları ve sınıflar arası kuvvet dengesinin devrimciler aleyhinde oluşu, Ulusal Kurtuluş Devrimi'nin amaçlarına tam ulaşmayı engellemiştir. Prof. Berkes'in şu sözlerinde büyük gerçeklik payı vardır:
"Kemalizm Devrimi, Mustafa Kemal'in arkasındaki bir avuç ilericiler ile gene bu savaşın içinde bulunan muazzam bir gericiler kitlesi arasında, didişile didişile santim santim koparılmış bir devrimdir."
ULUSAL VE SINIFSAL BİR DEVRİMBugün 47 yaşını dolduran Cumhuriyetin son 25 yılı, Atatürk'ün başlattığı Ulusal Kurtuluş Devrimi'ne ihanet dönemi sayılabilir. Cici demokrasi, çağdaş uygarlığın değil, yeniden sömürgeleşme sürecinin politik düzeni olmuştur. Bunun içindir ki yarıda bıraktırılan ve yolundan saptırılan Ulusal Kurtuluş Devrimi'mizi günümüzün şartlarında sürdürme ve bütün amaçlarına ulaştırmak, her eğilimdeki devrimcinin baş görevidir.
Günümüzün şartlarında ve özellikle Türkiye'de bir Ulusal Kurtuluş Devrimi, kapitalist çerçevede gerçekleştirilemez. Kapitalizm dışa bağımlılık, geri bir tarım, gecekondu sanayisi ve artan toplumsal huzursuzluk demektir. Kapitalizm, büyük arazi sahiplerinin komprador burjuvaziye ve onun Anadolu'da gittikçe genişleyen kollarına kadar uzanan dışa bağlı en geri güçlerin toplumsal düzeni demektir. Tam bağımsızlık ve çağdaş uygarlık gibi Kemalizmin ana hedefine ulaşılması, kapitalist yapıların kırılmasıyla mümkündür. Bu nedenle, bir Ulusal Kurtuluş Devrimi, yalnızca bir ulusal sorun değildir, aynı zamanda sınıfsal bir sorundur ve gücünü yarı sömürge kapitalizminden alan tutucular koalisyonunun ekonomik ve politik egemenliğine son verilmesini zorunlu kılar.