Bilim değil de maneviyatmış

Peki gardaş, hem bilim hemi de maneviyat aynı anda birlikte olamaz mı Olmaz olur mu Ortalıkta "Bilim olsun da maneviyat olmasın!" diyen mi var Ben fakir zinhar böyle bir lakırtı etmem, edemem!

Benim "tanımlamak" huyumu biliyorsunuz: Yazdığım şiir, yazdığım edebi (yazınsal) ve siyasal yazıların başlıca görevi ve amacı, konu ne ise onu tanımlamaktır. Konu maneviyat olduğuna göre bakalım ne demekmiş maneviyat: "1. Maddi olmayan, içsel olan, kişinin iç dünyasıyla ilgili olan şeyler. 2. (Mecazi) Yürek gücü, moral."

Peki istenmeyen "bilim" de ne demekmiş Vikipedi'nin özgür ansiklopedisinden aktarıyorum: "Bilim veya ilim, (bil- fiilinden türetilmiştir) nedensellik, merak ve amaç besleyen olguları ve iddiaları deney, gözlem ve düşünce aracılığıyla sistematik bir şekilde inceleyen entelektüel ve uygulamalı disiplinler bütünüdür. Kimi kullanımlarda bu tanımın 'ilim' için geçerli olmadığının altını çizmek gerekir. Çünkü bilim somut, evrensel olayları kendine konu edinmişken ilim doğaötesi olaylarla da ilgilenebilir fakat somut kanıt sunmaz. Bilimi sınıflandıran bilim felsefecileri bilimi formal bilimler, sosyal bilimler ve doğa bilimleri olmak üzere üçe ayırır. Bilimin diğer tüm dallardan en ayırt edici özelliği, savunmalarını somut kanıtlarla sunmasıdır. Bu sayede bilim, bilinmeyen olguları açıklamamıza ve evreni idrak etmemize güçlü destek olur.

Bilimsel çalışmalar belirli kıstasları karşılamak zorundadır. Tüm bilim dalları, deneysel yöntemlere ve gerçek olayla ilgili varsayımın ilişiklik gücüne bağlı olarak kanunlar çıkarmaya çalışır. Einstein bilimi, her türlü düzenden yoksun duyu verileri ile düzenli düşünceler arasında uygunluk sağlama çabası, Bertrand Russell ise gözlem ve gözleme dayalı akıl yürütme yoluyla dünyaya ilişkin olguları birbirine bağlayan yasaları bulma çabası olarak tanımlar.

Geleneksel bilim sadece anlamaya ve çözmeye gereksinim duysa da ileri evrelere ulaşan bilim türleri sadece çözmeyi değil çözümden öte ilerlemeyi de kapsar. Geçmişe bakıldığında en önemli sayılan bilim dallarından bazıları matematik, geometri, gök bilimi ve tıptır. Çok çeşitli matematiksel çözümleme sistemlerinin geliştirildiği ilk zamanlardan bu yana yeni formüller, sistemler, kuramlar geliştirilmektedir ki bu da bilimin sürekliliğine bir örnektir.

Bilim ve bilimsel yöntem denenebilirliğe öncelik verir. Böylece nesnel sahicilik sağlanır ve araştırma belirli bir çerçeveye oturur. Bir varsayım (hipotez), türlü sınamalar sonucunda doğrulanırsa kuram (teori) statüsünü alabilir ve diğer bilim insanlarının çalışmalarında dayanak işlevi görür."

Bu tanımı yaptırmak için hangi olgu ya da tavır beni kışkırttı. Bunun kaynağını, Aytunç Ürkmez'in 9.09.2024 - 04:00 Güncelleme: 29.09.2024 günü güncellenen haberinden aktarıyorum: "Eğitimde dinci grupların 'gerici' baskıları sürüyor. Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), Cumhuriyet tarihinin en gerici öğretim izlencesini uygulamaya koyarken cemaat ve vakıflar da okullara sokulmaya devam ediyor. Bunun yanı sıra, eğitimde gerici talepler de sürüyor. Gümüşhane İl Müftülüğü, '2024 Yılı Mevlidi Nebi ile Camiler ve Din Görevlileri Haftası' kapsamında önceki gün 'Peygamberimiz ve şahsiyet inşası' temalı konferans gerçekleştirdi. Konferansta Gümüşhane Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Abdurrahman Altuntaş sunum yaptı. Prof. Dr. Altuntaş sunumunda eğitimde maneviyatın önemli olduğunu savunarak 'Müreffeh milletler eğitimle ve bu eğitimi içselleştirmekle ileri giderek medeniyette öncü konumuna ulaşmışlardır. Müreffeh milletler seviyesine çıkmak istiyorsak; eğitimde ahlak ve maneviyatla yol almak gerektiğini yeniden idraklere yerleştirmeliyiz' dedi."