Türkiye ne zaman kurtulur

Bir öğretmen, çocuklara üzerinde tuttukları takımların logoları basılı olan karneler dağıtmış.

Görsel olarak yayılan Galatasaray logosu karne oldu, her çocuğa tuttuğu takımın logosu olan karneler dağıtıldığı söylendi.

Eğitimcilerin yalan söyleyeceğini aklıma dahi getirmek istemem o yüzden açıklamayı doğru kabul ederek başlayayım.

Keşke karnelerde takımların logoları yerine başka şeyler olsaydı:

Mesela bir zamanlar paraların üzerinde resmi olan Cahit Arf'ın portresi kabartılmış karneler olsaydı.

Matematikte adıyla anılan teoremi olan bir bilim insanını araştırma ihtiyacı duysaydı çocuklar.

Mesela, Aziz Sancar'ın portresiyle beraber Nobel'e giden hikâyesi olsaydı karnelerde.

Mardin'in bir ilçesindeki devlet okulundan başlayıp, devlet üniversitesiyle devam eden öğrenim hikâyesi anlatılsaydı.

Çocuklar sadece araştırmakla kalmaz, özel okula gitmiyor olmanın bir dezavantaj olmadığını anlarlardı.

Bunlar çok mu yeni, bu topraklarda doğmuş, El Cezeri'nin kabartması olabilirdi karnelerde.

Çocuklara okullarda öğrettiğimiz Leonardo da Vinci'ye ilham veren, sibernetik alanının dahisini tanıtabilseydik.

Ya da en yeniye gidebilirdik.

Mesela Hocaların Hocası lakabını almasına rağmen Türkiye'deki ilk covid vakalarına bakarken enfekte olup ölen Cemil Taşcıoğlu Hoca'nın hikâyesi ve fedakârlığını anlatsaydık çocuklarımıza.

Sonuçta çocuklar karnelerdeki isimleri yarıştırmak için o hikâyeleri öğrenir, hatta daha fazlasını bulmaya çalışırlardı.

Türkiye ne zaman kurtulur sorusunun tek bir cevabı var, eğitimci kalitesini yükselttiği zaman.

Öğretmenlerin işi çocuklara şirinlik yapmak değil, karne dağıtırken bile eğitimlerine katkı sağlamak, önlerine doğru rol modeller koymaktır.

Ölüm demokrasisi

İnsanı açlıktan önce öldüren şey susuzluktur.

Su içen birisi 2 ay açlığa dayanabilir ama susuzluk insanı 2-5 gün içerisinde öldürür.

Gazze'de hava 30 derecelerde seyrediyor bugünlerde.

Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Ajansı UNICEF, su sistemleri çöken Gazze'nin insan kaynaklı kuraklıkla karşı karşıya olduğunu açıkladı.

Sözcünün kurduğu cümle ağır: "Çocuklar susuzluktan ölmeye başlayacak. İçme suyu üretim tesislerinin yalnızca 40'ı çalışır durumda."

Soykırımcı Hitler, 2'nci Dünya Savaşı'nda toplama kamplarındaki Yahudileri gaz odalarına yollayıncaya kadar geçen sürede yemek ve su veriyordu. Soykırımcı Netanyahu, onu da yapmıyor.

İsrail'in koşulsuz destekçisi Almanya Başbakanı'nın söylediklerini duydunuz mu, "İsrail hepimiz için kirli işler yapıyor" dedi.

Bu Başbakan ileride İsrail'i demokrasi kahramanı da ilan ederse şaşırmam.

Bu kafaya göre İsrail, çocuklara bomba, kurşun, açlık ya da susuzluktan ölme hakkı tanıyor değil mi

Savunma silahı olarak atom bombası...

Günümüz dünyasında atom bombası artık bir saldırı değil savunma silahı oldu.

Rusya, Ukrayna'da çok küçük alanları etkileyen taktik nükleer silah kullanamadı, zira Ukrayna'yı destekleyen ülkelerde de nükleer silah var.