Türkiye'de devrimci hareketin, özellikle de 1970'lerde başucu kitabı, Pulitzer'in Felsefenin Temel İlkeleri kitabı oldu.
1945'te yayımlanmasına rağmen ancak 1969'da Türkçeye çevrilen bu kitap kuşakları etkiledi, gençlik yıllarında cuma namazlarına giden Öcalan da onlardan birisiydi.
O Öcalan, PKK terörünün fikri zemini sayabileceğimiz "Kürdistan Devriminin Yolu" adlı kitabında Lenin ve Stalin'den çok sayıda alıntı yapmıştı.
Okudukları insanı etkiler ve şekillendirir ya, Öcalan'ın Ortodoks Marksizm'den Yeşil Anarşizme yönelişinde ABD'li yazar Murray Bookchin kitaplarının etkisi oldukça fazla. Hatta bu etki yer yer YPG kontrolündeki alanlarda görülür.
Geçmişte İmralı'da Öcalan'ın okuduğu kitapların listesini bulmuştum. Olanlardan önce olmayanlar dikkatimi çekmişti.
Mesela Öcalan, bilim felsefecisi Karl Popper'i okumuş olsaydı, totaliler bir model olan "Demokratik Özerklik" fikrini hiç savunmayabilirdi. Bu bahsi çok uzatacak değilim, sadece teorik ve bilimsel kitaplar okumak, edebiyatı ihmal etmek, insanı didaktik yapar...
★★★
Tüm bunlar, MİT Başkanı İbrahim Kalın'ı Şam ziyaretinde Farabi'nin mezarını ziyaret ettiği görünce aklıma geldi. Kalın'ın eskiden yaptığı sohbetlerde Farabi'ye çoğu kez atıf yaptığını yazarak anlatamayız bu saygılı duruşu.
Kalın, dünya felsefesine hakimdir, zaman zaman Katolik ilahiyatı ve Hristiyan felsefesi okumuş, hatta Nazi iktidarına destek olmakla suçlanmış Heidegger'den de alıntılar yapar. Antik Yunan dönemine hakimdir, Batı'nın iddia ettiği gibi demokrasi ve felsefesinin Atina'da doğmadığını, Anadolu ve Mısır giden Yunan filozoflarca taşındığını anlatır.
Bunlar da didaktik olarak görülebilir ama tam da bu noktada Farabi'yi ayıran özellikler ortaya çıkar.
Farabi yalnızca felsefe alanında değil, mantık, siyaset, müzik ve bilim gibi birçok disiplinde derinleşmiş bir bilgin olarak kabul edilir.
Bu çok yönlülük ve disiplinler arası uzmanlığa dair MİT Başkanı Kalın'ın üzerinde düşünülmesi gereken bir tespitini dinlemiştim:
"Bugün dünyada uzmanlaşma artarken, farklı disiplinleri bir arada ele alan bütüncül bir bakış açısına sahip bilginlere olan ihtiyaç daha da fazlalaşıyor. Farabi, ilmi yalnızca bir teori olarak değil, pratik yaşamla iç içe bir süreç olarak gören büyük bir düşünürdü. Onun bilimi, felsefeyi, sanatı ve siyaseti birlikte ele alan yaklaşımı, günümüz dünyasında bilim insanlarına ve düşünürlere ilham kaynağı olmaya devam ediyor."
Garipsediğim bir noktayı yazmadan edemeyeceğim, Farabi 10. yüzyılda bugünkü Kazakistan topraklarında doğmuş Türk bir bilim insanıdır.
Müfredatta ne kadar vardı, doğrusu hiç hatırlamıyorum.
Ama bana çocukluk yıllarımda Leonardo da Vinci'yi öğreten müfredatın, sibernetiğin ilk adımlarını atan ve Leonardo'ya ilham kaynağı olan Cezeri'den hiç söz etmediğini biliyorum.
Okullarda öğretilen Atina demokrasisi kavramının aslında bir Avrupa uydurması olduğunu, antik çağda gerçek demokrasi izlerinin Likya Şehirler Birliği Anayasa'sı olduğunu ancak 40 yaşımda öğrenebilmiştim.
★★★
Farabi, müziği bilimsel bir temele oturtan ve müzik kuramı hakkında sistematik olarak kitap yazan ilk bilginimizdir. Aynı zamanda seçkin bir icracı ve çok iyi bir ud ustası olarak bilinir. Türk atalarından gelen sitarın yatay bir uyarlaması olan "kanunu" geliştiren isimdir.
Farabi, kendisinden önceki sarih ve yorumcuların eserlerinden de faydalanarak Aristo'nun Organon adlı mantık külliyatı kapsamına giren her kitap üzerinde çalışmış; külliyatın incelenmedik ve açıklığa kavuşturulmadık hiçbir noktasını bırakmamıştır. Özellikle de Kindi ve diğer mantıkçıların görmezlikten gelerek çözümsüz bıraktıkları kıyas ve ispat teorisiyle ilgili problemleri çözüme kavuşturmuştur. Farabi'nin en önemli eserlerinden biri Erdemli Şehir kitabıdır. Bu eser, ideal bir toplum düzeni için nasıl bir yönetim gerektiğini anlatır Farabi'ye göre: Adaletin sağlanabilmesi için varlığın hakikati bilinmelidir. Siyaset, yalnızca dünyevi bir mesele değil, aynı zamanda metafiziksel bir kavramdır. Erdemli bir toplum ancak bilge liderlerin yönetiminde var olabilir. Bugün çocuklarımıza tek bir yabancı dili bile doğru düzgün öğretemiyoruz ya, Farabi, 10. yüzyılda ana dili dışında Arapça, Farsça, Yunanca ve Süryanice öğrenmiş, en zor çevirileri yapmış kişidir.

23