Özgür Özel'i devireceklermiş...

Kemal Kılıçdaroğlu'nun yakın çevresinden bir isim var, CHP muhabirleriyle de arası iyi.

Adını hep saklı tutuyor ama meslektaşlarıma kulis bilgisi adı altında çok şey söylüyor.

Bayram zamanı da konuştu bu kaynak:

Kılıçdaroğlu'nun, bayramdan sonra İmamoğlu'nun ziyaretini kabul edeceğini, halen kırgınlıkları olduğu için ilk aşamada yemeğe gitmeyeceğini, ofisinde randevu vereceğini anlattı önce.

Ardından bomba cümleyi kurdu: "Kemal Bey de, Ekrem İmamoğlu da partinin gidişatından rahatsız."

Ekrem İmamoğlu, devrilmesine aracılık ettiği Kılıçdaroğlu'yla beraber Özgür Özel'i devirmeye çalışır mı, Özgür Özel'i devirirse, çok daha zor dengeler gerektiren, kamuoyunda sempati toplama stratejisini bozacak genel başkanlık koltuğuna oturmaya çalışır mı, bilmiyorum.

strong class'read-more-detail'Haberin Devamı

Bildiğim, Kılıçdaroğlu'na yakın isimlerin bu havayı pompalamaya çalıştıkları...

CHP, çok partili hayata geçtiğimiz 1946 yılından beri sadece 5 seçimden birinci parti olarak çıktı.

İlki tartışmalı 1946 seçimleri. Burada bir parantez açayım, 1946 seçimlerinde usulsüzlükler oldu, özellikle İstanbul'da seçim sonuçları değiştirildi.

Buna karşın Demokrat Parti'den iktidarın çalındığı iddiası doğru değil zira o seçimde Demokrat Parti'nin gösterdiği milletvekili aday sayısı azdı ve ancak oyların tamamına yakınını aldığında Meclis çoğunluğunu sağlayabiliyordu. Hemen Google'a koşacak olanlara söyleyeyim, o zamanki yasa gereği birden çok ilden aday olabilmek mümkündü.

O seçimlerde Bayar başta olmak üzere Demokrat Parti'nin önde gelen isimleri 4 ayrı ilden aday gösterildi. Merhum Adnan Menderes de, Aydın'da seçimi kaybettiği halde Kütahya'dan da aday olduğu için Meclis'e girebildi.

Neyse, süngü gölgesindeki 1961 seçimlerinden sonra Ecevit'in liderliğinde 1973 ve 1977 seçimlerinde CHP sandıktan birinci parti çıkabildi.

Tam 47 yıl sonra bir seçimde CHP sandıktan birinci parti olarak çıktı ve şimdi iddia doğruysa Kılıçdaroğlu ve İmamoğlu, Özgür Özel'i devirmek için harekete geçecekler.

Kılıçdaroğlu'nun bu niyeti sürpriz değil, yanına Brütüs olmakla itham ettiği, diğer CHP'li başkanlarla birlikte bagajı dolu olmakla suçladığı Ekrem İmamoğlu'nu alma çabası da şaşırtıcı değil. Sırf iktidara karşı odak diye FETÖ propagandasının aparatı olabilecek adımlar da görmüştük zamanında Kılıçdaroğlu'ndan.

strong class'read-more-detail'Haberin Devamı

Ekrem İmamoğlu'nun bu tuzağa düşeceğini sanmıyorum ama Kılıçdaroğlu'yla görüşmeye gittiği an tüm tartışmaların önünü açacağını da hesap etmeli.

Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye'de neyi temsil ediyor sorusunu tartışmadan aslında bugün yaşanan durumu tam anlayamayız.

Kılıçdaroğlu, siyasi rekabetin siyasi düşmanlığa döndüğü çizginin temsilcisidir Türkiye'de.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile müzakere sürecine karşı çıkıp da, FETÖ ya da terör örgütünün siyasi ayaklarıyla temas etmekten çekinmemiş bir portre aslında Kılıçdaroğlu.

Batı tipi demokrasiye çok atıf yaptı ama Batı'nın seçim kaybeden gider kurallarına hiç uymadı.

Parti içi demokrasiden söz edip Kurultay'da delegenin üzerini çizdiği genel başkan yardımcılarını, genel başkan başdanışmanı yapıp, delege iradesini aştı.

strong class'read-more-detail'Haberin Devamı

Pazarlıklarda CHP'nin oylarından neredeyse 2 grup kuracak kadar vekillik dağıttı, CHP'ye düşen bakanlıkların en önemlilerinden 3'ünü verdi, bu pazarlığı kendi yöneticilerinden bile sakladı.

Bugüne kadar tek bir çay üreticisi mitingi yapmamış Kılıçdaroğlu şimdi o mitingi yapan Özel'i yeterince muhalif olmamakla mı suçluyor

Kimse Kılıçdaroğlu'na fikir ya da eleştirilerini dile getirme deme hakkına sahip değil, eski bir genel başkan olarak itirazlarını elbette dile getirebilir ama bu gölge boksu yöntemi garip.