Mükremin'den Azem'e, iki mısra, bir gözyaşı

Mükremin Çıtır'ı hatırladınız mı

Yılmaz Erdoğan'ın yarattığı bir karakterdi. Delikanlılık kültürünün yürüyen hali, Türkçesi meramını anlatmaya yetmediğinde şiddete kayan, raconu bol bir karakterdi.

O televizyon karakterini çok sevdik hepimiz, sokakta, Mükremin Çıtır diye çağrıldığı da oldu Yılmaz Erdoğan'ın.

Bir iş tuttu mu, mutlaka benzerleri gelir ya, Mükremin'den Recep İvedik karakterine ulaştık sonra.

Bu işler dünyada da böyle:

ABD yapımı 24 diye bir dizi vardı, her bölümde bir günün sadece bir saatinde olanlar anlatılırdı.

strong class'read-more-detail'Haberin Devamı

İçinde akıl oyunları da olan bir diziydi, ilk sezonun 24 bölümünde toplam 13 kişi ölmüştü.

Son sezonda tek bölümde 10'dan fazla kişi ölüyordu.

Aynı şey içerisinde şiir geçen dizilerde olmadı ama... Şehnaz Tango 30 yıl önce ekrana gelmeye başlamıştı, senaryonun aşk ayağında şiir vardı.

Sonra şiiri kaybettik, Ezel'de Ramiz Dayı karakterinin ağzından " Herkes Öldürür Sevdiğini" mısralarını duyduk.

Sosyal medyaya Ramiz Dayı'dan racon sözleri diye aradığınızda karşınıza çıkıyor bu sözler, daha doğrusu Oscar Wilde'ın şiiri. Şiir olduğunu bilmeden bir şiiri sevebilmekmiş payımıza düşen demek zorunda kalıyoruz bazen.

Bir de çizgili takım elbiseli adamların bol bol silah ateşlediği diziler vardı.

Ergen çocukların kıyafetleri değişmeye başladığında farkına varıldı sıkıntının, RTÜK'ün yasakladığı sezonlar da oldu.

Türkiye'de dizi yapmak zor iştir, bir sürü alınganlıkla uğraşmak zorunda kalırsın.

İlk eylemi yapan Bizimkiler'deki Kapıcı Cafer karakterinin "Buyyruuun" sözünden rahatsız olan kapıcılardı sanırım.

Her mesleğin iyisi, kötüsü olabileceğine inanmamak ne kadar gerçeküstü bir durum değil mi, hepsi yaşandı Türkiye'de.

İnci Taneleri'ne dair söylemek istediklerim var elbette ama bu bir yan sahnenin üzerine olmayacak...

Pavyon meselesini konuşacaksak, Yaşar Kemal'in anlattığı gerçeklerden yola çıkmamız lazım.